Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/13332 E. 2021/9168 K. 07.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13332
KARAR NO : 2021/9168
KARAR TARİHİ : 07.09.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, aracın müsaderesine yer olmadığına
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) 73 ST 095 plakalı nakil aracı hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Suçta kullanılan nakil vasıtasının iadesine ilişkin yerel mahkeme gerekçesi yerinde olmakla O yer Cumhuriyet Savcısı, sanık … müdafii ve katılan … İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan İADE KARARININ ONANMASINA,
II) Sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
1. Sanık …’a ait 2014/52 Esas, 2014/188 Karar sayılı birleşen dava dosyasına ilişkin açılan davanın mükerrer olduğu gözetilerek birleşen davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2. Sanık … hakkında dava konusu 05/02/2014 tarihli olaya ilişkin olarak İdil Cumhuriyet Başsavcılığınca 07/03/2014 tarih ve 2014/58 Esas no’lu iddianame ile kamu davası açıldıktan sonra, sanık … hakkındaki yargılama devam ederken, İdil Cumhuriyet Başsavcılığınca … ve … hakkında Cizre Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen ayrı bir soruşturmadaki iletişimin tespiti tedbiri kapsamında kayıt altına alınan konuşmalara dayanılarak sanık …’ın eylemine iştirak ettiklerinden bahisle toplu kaçakçılık suçundan ayrı bir dava açıldığı, açılan kamu davasının İdil Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/40 Esas sırasına kaydının yapıldığı ve 02/02/2015 tarih 2015/54 karar sayılı karar ile incelemeye konu …’a ait dava dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği, söz konusu birleştirme kararı kesinleşmeden ve birleştirilmesine karar verilen 2015/40 Esas sayılı dosya, ana dosya arasına alınmadan, ana dosyada 03/03/2015 tarihinde sanık …
Arslan hakkında hüküm kurulduğu, anılan birleştirme kararının kesinleşmesi sonrası ise birleştirilmesine karar verilen dosyanın tekrar ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmesine hükmedildiği cihetle; Abdurrahim Yeşilmen ve Hasan Kaya hakkındaki ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilen dava dosyasının tespit edilerek incelenmesi, dosyaların gerektiğinde birleştirilmesi ve 5607 sayılı Yasanın 4/2. maddesinde düzenlenen toplu suç hükmünün yasal koşulları değerlendirilerek sonucuna göre sanık …’ın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik inceleme ile hüküm kurulması, ele geçirilen kaçak eşyanın miktarına göre, temel cezada TCK’nun 61. maddesi uyarınca teşdit uygulanarak alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3. Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın ilgili hükümleri (5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2) somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
4. Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih ve 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanık …’ın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi gerektiğinin belirtildiği dikkate alınarak;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 05/02/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 07/03/2014 olduğu, sanık …’a ait halen derdest olan Midyat 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/358 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 26/01/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 18/03/2015 olduğu anlaşılmakla,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından anılan dosyanın incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanık …’ın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
5. Sanık hakkında takdiri indirim uygulanırken uygulama maddesi olarak TCK’nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK’nun 62. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMUK’nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
6. 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,
7. Dava konusu eşyanın müsaderesi sırasında uygulama maddesi olan TCK’nun 54/4. madde ve fıkrası yerine TCK’nun 54. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMUK’nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
8. Sanığın mahkumiyetine karar verilmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, kendisini vekille temsil ettiren katılan … İdaresi lehine vekalet ücreti hükmedilmemesi,
9. Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 05/02/2014 yerine 05/02/2013 olarak yazılması,
Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısı, sanık … müdafii ve katılan … İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.