Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/12604 E. 2023/5382 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/12604
KARAR NO : 2023/5382
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’a muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Anadolu (Kapatılan) 40. Sulh Ceza Mahkemesinin, 19.03.2013 tarihli ve 2013/25 Esas, 2010/116 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’a (5188 sayılı Kanun) muhalefet suçundan aynı Kanun’un 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi uyarınca 2 … 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca sanık hakkındaki mahkumiyet hükmünün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

2. İstanbul Anadolu 77. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.05.2016 tarihli ve 2016/40 Esas, 2016/603 Karar sayılı kararıyla; sanığın denetim süresi içerisinde 30.07.2015 tarihinde işlemiş olduğu kasten yaralama suçu nedeni ile İstanbul Anadolu 22. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.11.2015 tarihli ve 2015/450 Esas, 2015/667 Karar sayılı kararıyla mahkumiyetine karar verilmesi nedeni ile sanık hakkındaki hükmün açıklanması ile sanığın, 5188 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan aynı Kanun’un 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile 5237 sayılı sayılı Kanun’ un 62 nci maddesi uyarınca 2 … 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 53 üncü maddesi gereği hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri; tutanakta ismi geçen çalışanların, danışman olarak görev yaptıklarının, güvenlik görevlisi olarak çalışmadıklarının sanık savunmaları ve tanık beyanları ile sabit olduğuna, dosya kapsamı ile apoletleri sökülmüş kıyafetler ile durmuş olmaları nedeni ile suçun şekil şartlarının oluşmadığına, bu kişileri işe alanın ve sözleşmeleri düzenleyenin sanık olmadığına, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesinin cezaların şahsiliği ilkesi ile örtüşmediğine, sanık hakkında lehe hükümlerin uygulanmamasının hatalı olduğuna, karar verilirken yaşı, gözlerinin ağır derecede az görüyor olması gibi hususların dikkate alınmadığına, belirtilen nedenler ile kararın bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanığın yöneticisi olduğu Çamlıca Konakları Sitesinde yapılan denetimlerde, güvenlik görevlileri ile aynı kıyafet giymekle birlikte, kıyafetleri üzerinde arma bulunmayan Kadir ve Abdullah’ın tespit edildiği, ana girişteki güvenlik klübesinde bulunan İlhan isimli şahsın ise özel güvenlik kimlik kartını ibraz edemediği belirlenmiştir.

2.Sanık savunmalarında, ismi geçen şahısların danışman olarak görev yaptıkları, kendisinden önceki dönemde işe alındıkları, hiç bir zaman güvenlik görevlisi olarak çalışmadıkları, kendisinden sonraki yönetim tarafından sertifikalarının çıkartıldığı beyan edilmiştir.

3.Tanıklar beyanlarında, tutanakta ismi geçen kişilerin danışman olarak görev yaptıklarını, sipariş, park düzeni ve gelen misafirlere yardımcı olma vazifelerinin olduğunu, güvenlik görevlisi olmadıklarını beyan ettikleri anlaşılmıştır.

4.Dosya içerisinde yer alan personel giriş çıkış imza çizelgesinde adı geçen şahısların güvenlik ekibi içerisinde yer aldığı, 2009 yılı Ekim ayına ait hesap pusulalarında görevlerinin güvenlik olarak tanımlandığı, belirsiz süreli işe sözleşmelerinde de İlhan ve Abdullah’ ın yapılacak işin konusu kısmında güvenlik görevlisi ifadesinin yer aldığı anlaşılmıştır.

5.Tutanakta ismi geçen şahısların fiilen özel güvenlik görevlisi olarak çalıştıklarının anlaşılmasına karşın, belirtilen şahıslara ait çalışma izinlerine dosya içerisinde rastlanmamıştır.

IV. GEREKÇE
Olay tutanağı içeriği, iş sözleşmeleri, hesap pusulaları, imza çizelgelerinde yer alan kayıtlar ve tespit tarihi itibarı ile sanığın sahip olduğu sıfat ile 5271 sayılı Kanun’ un 231 inci maddesinin onbirinci fıkrasının ilk cümlesinde yer alan düzenleme uyarınca, aşağıda yer alan hukuka aykırılık nedenleri dışındaki sübuta yönelen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
Ancak;
5188 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin birinci cümlesinde öngörülen hapis cezası üst haddinin 1 yıl olduğu gözetilerek;
Anayasa Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı Kanun’ un 251 inci maddesinin birinci fıkrasında hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin anılan Kanunun Geçici 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan kovuşturma evresine geçilmiş ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli, 2020/81 Esas ve 2021/4 Karar sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31 inci maddesiyle eklenen Geçici 5 inci maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde yer alan hükme bağlanmış ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 inci maddeleri uyarınca sanığın eyleminin basit yargılama usulü yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle İstanbul Anadolu 77. Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.05.2016 tarihli ve 2016/40 Esas, 2016/603 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

31.05.2023 tarihinde karar verildi.