Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/11636 E. 2021/10017 K. 08.09.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11636
KARAR NO : 2021/10017
KARAR TARİHİ : 08.09.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanık …’nun eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. madde ve fıkraları somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre de;
1) Suç tarihi itibarıyla sanığın eyleminin 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinde düzenlenen suçu oluştuğu ve bu maddeden hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde 5607 sayılı Yasanın 3/19. maddesinden hüküm kurulması,
2) Dosyada bulunan adli sicil kaydına göre sabıkasız olması nedeniyle CMK’nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına objektif koşullar yönünden engel hali bulunmayan, talimatla alınan savunmasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinden yararlanmak istediğini beyan eden sanığın kamu zararından haberdar olmadığı gözetilerek, dava konusu eşyanın Gümrük İdaresi’nce hesaplanan eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükler toplamından oluşan kamu zararının bildirilmesi ve sonucuna göre gerektiğinde CMK’nun 231/9. maddesi de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken kamu zararının giderilmediği gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
3) 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4) Dava konusu kaçak sigaralardan adli emanette kayıtlı olanlar dışındaki sigaraların müsaderesi hususunda karar verilmemesi, adli emanette kayıtlı kaçak sigaralar hakkında ise 5607 sayılı yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiği halde yazılı şekilde hüküm kurulması,
5) Suçtan zarar gören ve duruşmalara katıldığı anlaşılan Gümrük İdaresi lehine vekalet ücretine hükmedilmeyerek, suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan TAPDK’nun davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması,
Yasaya aykırı, katılan … İdaresi adına Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.