YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10890
KARAR NO : 2022/8590
KARAR TARİHİ : 27.04.2022
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin, 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
Hükümlerden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek;
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-Sanıkların kaçakçılık eylemine fikir ve eylem birliği içerisinde katıldıklarının anlaşılması karşısında; 5607 sayılı Yasanın 4/2. maddesinde düzenlenen suçun üç veya fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi koşulunun gerçekleştiği ve sanıkların eyleminin toplu kaçakçılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
3-Sanık …’ın etkin pişmanlığı nedeniyle 5607 sayılı Yasa’nın 5/1. maddesi uyarınca 2/3 oranında indirim yapılırken, 1 yıl, 2 ay hapis ve 40 gün adli para cezasına yerine 1 yıl, 9 ay hapis ve 40 gün adli para cezasına hükmolunarak hapis cezasının fazla tayin edilmesi,
4-Sanıklar …, …, … hakkında TCK’nun 62/1. maddesi uyarınca takdiri indirim uygulanması sırasında 100 gün adli para cezası yerine, 80 gün adli para cezasına hükmedilmesi ve adli para cezasının da TCK’nun 52/2. maddesi gereğince 2000 TL yerine 1660 TL olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
5-TCK’nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas – 2015/85 Karar sayılı kararı gözönünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
6-Suç konusu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK’nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
7-Sanık … ve eşi … üzerine yarı oranında hisse dağılımıyla kayıtlı ait çekici ve yarı römork araçta 65.786 paket kaçak sigara ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda, suça konu aracın sanık …’ın kullanımında olduğunun ve eşi olan malen sorumlunun iyiniyetli olduğundan bahsedilemeyeceğinin anlaşılması karşısında, suça konu eşyanın, taşıma araçlarının yüküne göre miktar veya hacim bakımından aracın ağırlıklı bölümünü oluşturması ve araç ve suça konu kaçak eşyanın bilinen değeri itibarıyla aracın müsaderesinin 5237 sayılı TCK’nun 54/3. maddesi gereğince işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğurmayacağı ve hakkaniyete de aykırılık oluşturmayacağı gözetilmeden suça konu aracın müsaderesi yerine yazılı gerekçeyle iadesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili, sanık … müdafii, sanık …, sanık … ve sanık …’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.