Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/10337 E. 2022/4456 K. 01.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10337
KARAR NO : 2022/4456
KARAR TARİHİ : 01.03.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, nakil aracının müsaderesine yer olmadığına

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz talebinin münhasıran suçta kullanılan nakil araca yönelik olduğu anlaşılmakla, anılan kurum vekilinin ve sanığın temyiz talebinin incelenmesinde;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-Ele geçirilen kaçak eşyanın miktarına göre, temel cezada TCK’nun 61. maddesi uyarınca teşdit uygulanarak alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- 24.11.2015 günlü 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-Suçta kullanılan … plakalı nakil aracın kayden maliki olan …’ün aracın kendisi adına kayıtlı olduğunu ancak amcası … tarafından kullanıldığını yine aracın devrini amcasının isteği ile üzerine aldığını,sonrasında aracın satışı için vekalet verdiğini, aracı devretmeden yakalandığını öğrendiği, sanığın mahkemece alınan savunmasında aracın kime ait olduğunu bilmediğini, …’de … adlı açık kimlik bilgilerini bilmediği şahıstan aldığını beyan ettiği olayda, aracın iyi niyetli üçüncü kişiye ait olup olmadığının tespiti açısından …’ün dinlenilerek hüküm tesis edilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
5-Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan … idaresinin davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan Gümrük İdaresi vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK’nun 326/son fıkrası uyarınca sanığın cezada kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 01.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.