Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2021/10318 E. 2022/4882 K. 10.03.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10318
KARAR NO : 2022/4882
KARAR TARİHİ : 10.03.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, tasfiye, nakil aracının müsaderesine yer olmadığına

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1- Dosya kapsamında bulunan 21.03.2014 tarihli olay tutanağında ele geçen eşyanın 900 litre kaçak akaryakıt olduğunun belirtildiği, ancak düzenlenen iddianamede 600 litre kaçak akaryakıt yönünden sanık hakkında kamu davası açıldığı, aldırılan KEMT varakasında da 600 litre motorin için değer tespiti yapıldığı cihetle; suça konu eşya miktarının net olarak tespit ile buna göre KEMT varakası düzenlenerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11.04.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca, kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesi’ne ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. madde ve fıkralarının somut olaya uygulanarak, belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3- Sanık hakkında verilen gün adli para cezasının bir gün karşılığı 20,00 TL üzerinden hesaplanması sırasında uygulama maddesinin TCK’nun 52/2. maddesi yerine, aynı Yasanın 50/1. maddesi olarak gösterilmesi suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
4- TCK’nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E. – 2015/85 K. sayılı kararı gözönünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
5- Sanığın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının davayı sona erdiren nihai hüküm niteliğinde bir karar olmayıp, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasının uygulanmasına engel teşkil etmemesi, ele geçen eşyaya ilişkin Gümrük İdaresi’nce kamu zararı olarak belirlenen tutarın sanık tarafından 27.11.2014 tarihli makbuzla ödenmesi de gözetildiğinde, sanığın adli sicil kaydındaki hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararını esas alınarak yasal olmayan gerekçe ile CMK’nun 231 maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
6- Sanığın, sabıka kaydında yer alan ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olduğu cihetle; 5237 sayılı TCK’nın 51. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; “sanığın daha önce üç aydan fazla hapis cezası ile cezalandırılmamış olması” ve (b) bendinde; “suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması” koşulları getirilmiş olmakla, adli sicil kaydına göre, ertelemeye engel kasıtlı suçtan 3 aydan fazla hapis cezasına ilişkin mahkumiyeti bulunmayan sanık hakkında, yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık irdelenmeden, kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü niteliğinde olmayan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin adli sicil kaydına dayanılarak yasal ve yeterli olamayan gerekçeyle TCK’nun 51. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
7- Suça konu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesi ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde tasfiyesine de karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık ile katılan … İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.