Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2020/969 E. 2020/9906 K. 23.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/969
KARAR NO : 2020/9906
KARAR TARİHİ : 23.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : 15/10/2019 tarihli kararı ile hükümlülük, müsadere; 07/01/2020 tarihli ek karar ile hükümlü …’ın temyiz talebinin reddine

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Rize L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nun 17.10.2019 tarihli Rize Cumhuriyet Başsavcılığı’na hitaben yazdığı yazı ekinde gönderilen dilekçe ile sanığın yüzüne karşı verilen hükmü yasal süresinde temyiz ettiği anlaşılmakla, temyiz isteminin reddine dair 07.01.2020 günlü ek karar kaldırılarak, 15.10.2019 tarihli mahkumiyet kararına yönelik incelemede;
Temyiz incelemesine konu bu dosya ile Dairemizin 14.06.2017 tarihli ve 2015/1085 Esas, 2017/5116 Karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmasına karar verilerek kesinleşen Rize 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/655 Esas, 2013/176 Karar sayılı dosyası bakımından sanığın eyleminin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek, sanık hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinin gerekmesi sebebiyle, Mahkemenin 2013/25 E.-2013/586 K. sayılı hükmünün, Dairemizin 06.05.2019 tarih, 2015/15738 E.-2019/30891 K. sayılı ilamıyla bozulmasına karar verildiği anlaşılmakla; bozma sonrası yapılan yargılamada sanık hakkında 4733 sayılı Kanunun 8/4. maddesi uyarınca temel ceza belirlendikten sonra, TCK’nun 43. maddesi uyarınca sanığın cezasında arttırım yapılması sonrasında sanığın cezasından TCK’nun 62. maddesi uyarınca takdiri indirim yapılıp netice cezanın belirlenmesi ve sanık hakkında TCK’nun 43. maddesi kapsamında değerlendirilen ve düzeltilerek onanmasına karar verilerek kesinleşen cezanın mahsubu ile yetinilmesi gerektiği halde, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/18. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 4733 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. madde ve fıkraları somut olaya uygulanarak, belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 23.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.