Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2020/920 E. 2020/12843 K. 16.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/920
KARAR NO : 2020/12843
KARAR TARİHİ : 16.09.2020

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5411 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Beraat

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Katılan … vekilinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Suçtan doğrudan zarar görmeyen …’ın açılan davaya katılmaya ve hükmü temyize hakkı bulunmadığından, katılan vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2) O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz talebinin incelenmesinde ise;
Sanık …’ın, yanında çalıştığı … ile ortak iş yapmak amacıyla İş Bankası Çıkrıkçılar Şubesinde kayınpederi olan müşteki …’ı kefil göstermek sureti ile 30.000 TL tutarında kredi sözleşmesi imzaladığı, 29.06.2006 tarihinde limit artımı sözleşmesi yaparak kredi limitini 40.000,00 TL’ ye çıkardığı, bu işlemlerde herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, ancak 12.07.2006 tarihinde ikinci defa limit artımı sözleşmesi yapılarak limitin 65.000,00 TL‘ye çıkarıldığı, limit artırım sözleşmesinde yer alan müteselsil kefil …’a ait imzanın ise takliden sahte olarak atılmış olduğu, bilahare bu durumdan haberdar olan müşteki …’ın müracaatı ve şikayeti üzerine yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapora göre sanık … adına düzenlenmiş ve katılan … Kılıç’ın kefil olarak yer aldığı, kredi sözleşmesinin 55 ve 57. sayfalarındaki … adına atılmış imzaların … elinden çıkmadığının tespit edildiği, diğer imzaların sanıklara ait olduğu ve söz konusu usulsüzlüğün oluşumunda banka müdürü olan sanık …’un sanık … ile birlikte ortak suç işleme kastıyla hareket ettiği iddia edilerek, sanıkların eyleminin dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğundan bahisle kamu davası açıldığı,
Somut olayın incelenmesinde eylemin 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca banka zimmeti suçu kapsamında bulunup, 5411 sayılı Yasanın 160. maddesi kapsamındaki “Zimmet” suçunun soruşturma ve kovuşturulması ancak ilgili banka veya Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na yazılı başvuruda bulunulması şartına bağlanmış olup, bu şart muhakeme şartı niteliğinde olduğu,
Bu itibarla, sanıklar hakkındaki soruşturmanın müştekinin dolandırıcık suçundan yaptığı şikayet üzerine başlatılarak , nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığı, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin ‘’sanıkların eyleminin bankaya karşı zimmet’’ suçunu oluşturabileceğinden bahisle vermiş olduğu 12 .03.2014 tarih 2014/2993 Esas-2014/4601 Karar sayılı bozma ilamı sonrasında Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 13/05/2014 tarihli görevsizlik kararı üzerine yeniden yapılan yargılamada zimmet suçundan sanıklar hakkında beraat kararı verildiği anlaşılmış ise de , dosyanın incelenmesinde gerek banka gerekse kurum tarafından yazılı başvuruda bulunulmadığı, bu suretle gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında muhakeme şartı niteliğindeki “Yazılı Başvuru” şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla; muhakeme şartının gerçekleşmemesi nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA , 16 /09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.