Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2020/802 E. 2020/5948 K. 13.05.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/802
KARAR NO : 2020/5948
KARAR TARİHİ : 13.05.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanık … hakkında beraat, diğer sanıklar hakkında hükümlülük, müsadere

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Gümrük Müdürlüğü vekilinin katılma talebi hakkında karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı CMK’nun 260. maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için yasa yollarının açık olduğu gözetilip suçtan zarar görme olasılığına göre, sanık … hakkındaki beraat hükmünü temyize hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre müşteki Gümrük Müdürlüğü vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II) Sanıklar … ile …’in temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla; 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre de;
Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen
süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanık …’in eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve sanık … hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 01.02.2015, iddianame tarihinin 18.03.2015 olduğu,
Daha önce Dairemizin 21.01.2020 Tarih, 2019/7428 E. – 2020/1220 K. sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilen Yıldızeli Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/225 E- 2015/331 K sayılı dosyasında suç tarihinin 14.01.2015, iddianame düzenleme tarihinin ise 16.06.2015 olduğu,Bu dosyadaki eylemin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyanın incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanık …’in hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,Bozmayı gerektirmiş, sanıklar … ile …’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 13.05.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.