YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6468
KARAR NO : 2021/10021
KARAR TARİHİ : 08.09.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, tasfiye
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Gıyabi kararın sanığın bilinen en son adresine tebliğ edilmesi, bu adrese çıkartılacak tebligatın iade edilmesi halinde ise 7201 sayılı Yasanın 21/2. maddesi uyarınca MERNİS adresine tebligat yapılması gerekirken doğrudan MERNİS adresine yapılan 06.01.2014 tarihli tebligat usulsüz olduğundan, sanığın eski hale getirme talebi yerinde görülüp öğrenme üzerine 02.04.2015 tarihli temyizinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
1)Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2)28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde yapılan değişiklik öncesi anılan maddede öngörülen hapis cezası üst haddinin 2 yıl olduğu gözetilerek;
Anayasa Mahkemesi’nin 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Yasanın geçici 5/1-d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 14.01.2021 tarih ve 2020/81 E., 2021/4 K. sayılı kararı ile
yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibarıyla hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa’nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan “…hükme bağlanmış…” ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK’nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “basit yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
1)24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2)Suça konu kaçak çayların 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaleti ile TCK’nun 54/4. madde ve fıkrası uyarınca müsaderesi ile yetinilmesi gerekirken tasfiyesine de karar verilmesi,
3)Sanığın soruşturma aşamasında 26.09.2012 tarihli ifadesinde aracın resmiyette amcası … üzerine kayıtlı olduğunu, fakat gerçekte kendisine ait olduğunu beyan ettiği, ancak ruhsat sahibi olan malen sorumlu …’ın ise 11.11.2013 tarihli beyanında aracın kendisine ait olduğunu, sanığın bu araçta şoför olarak çalıştığını beyan etmesi karşısında, nakil aracının iyiniyetli 3. kişiye ait olup olmadığının tespiti bakımından malen sorumlunun dinlenilmesi ile sanık ve malen sorumlunun beyanları arasındaki çelişkinin giderilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.