Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2020/630 E. 2023/3322 K. 05.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/630
KARAR NO : 2023/3322
KARAR TARİHİ : 05.04.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2018/27 E., 2015/463 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, eşya müsaderesi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Nurdağı Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.11.2012 tarihli ve 2012/299 Esas, 2012/839 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 4733 sayılı Tütün, Tütün Mamulleri ve Alkol Piyasasının Düzenlenmesine Dair Kanun’a (4733 sayılı Kanun) muhalefet suçundan aynı Kanun’un 8 … maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca neticeten 1 yıl 8 … hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 58 … maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına,

suça konu kaçak eşyanın müsaderesine, suçta kullanılan nakil aracının iyiniyetli üçüncü kişiye ait olduğundan müsaderesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2.İşbu kararın temyiz ve istinaf incelemesinden geçmeksizin usulüne uygun olarak 04.04.2016 tarihinde kesinleşmesinden sonra, Adalet Bakanlığının 27.09.2017 tarihli yazısı ile kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyasının Yargıtay 7. Ceza Dairesinin, 26.10.2017 tarihli ve 2017/12325 Esas, 2017/8784 Karar sayılı ilamı ile; sanığın aracında 940 kg kaçak çay ele geçirildiği, mahkemenin ise sanık hakkında 4733 sayılı Kanun’a muhalefet etmekten cezalandırılmasına karar verdiği, sanığın suça konu eyleminin anılan Kanun’da suç olarak düzenlenmediği gerekçesi ile kanun yararına bozma içeriği yerinde görülerek anılan kararın 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

3.Nurdağı Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.07.2018 tarihli ve 2018/27 Esas, 2018/463 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca neticeten 5 … hapis ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun’un 58 … maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmasına, suça konu kaçak eşyanın müsaderesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz nedenleri; eşyanın kaçak ve suç olduğunu bilmediğine, kararın usul ve Kanun’a aykırı olduğuna, hükmün bozulması talebine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.12.04.2012 tarihinde Nurdağı – Islahiye karayolunda önleme araması kararına istinaden oluşturulan uygulama noktasına doğru gelen 01 ZG 002 plakalı aracın ekipleri görerek döndüğünün fark edilmesi üzerine takibe alındığı, Kozdere köyünde aracın kilitli halde bulunduğu ve çevrede yapılan araştırmada sanığın yakalandığı, Cumhuriyet savcılığından alınan talimatla araçta yapılan aramada 5 kilogramlık kutularda 188 adet toplamda 940 kilogram akbar marka gümrük kaçağı çayın ele geçirildiği, sanığın fatura olmadığını beyan ettiği anlaşılmıştır.

2.Sanık alınan savunmalarında, satmak amacıyla aldığı suça konu çaylarla yakalandığını ikrar etmiştir. Suça konu çayların Suriye menşeili olduğuna ilişkin bilirkişi raporu dava dosyasında mevcuttur.

3.Malen sorumlu adına vekaletname ile Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe sunan Bahtiyar Erdine’nin, oto galericilik yaptığını, aracı dosyada adı geçen kişilere vadeli olarak sattığını bu nedenle henüz devrini vermediğini, tedbir şerhinin kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür. Bozma ilamı sonrasında malen sorumlunun ise talimat mercii tarafından alınan beyanında aracı galericiye sattığını, olayla ilgisinin bulunmadığını ifade ettiği görülmüştür.

IV. GEREKÇE
Olay ve Olgular başlığı altında ayrıntılarına yer verilen sanık savunması, bilirkişi raporu içeriğine ve tüm dosya kapsamına göre sanığın eyleminin sabit olduğu belirlenmekle, sanığın diğer temyiz sebeplerinin reddine karar verilmiştir.

Ancak;
1.Hükümden sonra 10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 … maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrası yirmiüçüncü fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek; 15.04.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 … maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesi yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 … maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde gereğince suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarının hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağı hüküm altına alındığı dikkate alınarak, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddenin ikinci fıkrası gereği ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,

2.Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenen suçun üst sınırının iki yıl olduğu gözetilerek;
17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 … maddesinin birinci fıkrasına göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adlî para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31 … maddesinde yer alan geçici 5 … maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile “01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, 5271 sayılı Kanun’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu, zira 5271 sayılı Kanun’un 251 … maddesinin üçüncü fıkrasında “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan 5237 sayılı Kanun’un 7 nci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 … maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,

3.Sanık hakkında tekerrüre esas alınan adlî sicil kaydının 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan verilen mahkûmiyet hükmüne ilişkin olduğu anlaşılmış olup, 10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 … maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrası “yirmiüçüncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek; hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 … maddesi ve 62 nci maddeleri ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü ve 5 … maddelerine getirilen lehe

düzenlemeler gereği, sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamla ilgili öncelikle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı mahkemesinden araştırılarak, neticesine göre söz konusu ilamın tekerrüre esas alınıp alınmayacağının, yine 5607 sayılı Kanun’un 5 … maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında etkin pişmanlık müessesesinin uygulanmasına engel teşkil edip etmeyeceğinin değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

4.Dava konusu olan nakil aracı hakkında hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,

nedenleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Nurdağı Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.07.2018 tarihli ve 2018/27 Esas, 2018/463 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

05.04.2023 tarihinde karar verildi.