YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/32
KARAR NO : 2023/3795
KARAR TARİHİ : 13.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/610 E., 2015/265 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, müsadere
TEMYİZ EDENLER : Katılan Gümrük İdaresi vekili, sanık müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.04.2015 tarihli ve 2014/610 Esas, 2015/265 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası uyarınca neticeten 3.000,00 TL hapisten çevrili ve 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, kaçak eşyanın müsaderesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz istemi; sanık hakkındaki hapis cezasının ertelenmesi ve re’sen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulması talebine ilişkindir.
2.Sanık müdafii süre tutum dilekçesi verdikten sonra gerekçeli karar sanık müdafiine usulüne uygun tebliğ edilmekle, dosyada sanık müdafiinin temyiz nedenini içerir temyiz dilekçesi bulunmamaktadır.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Ring görevi sırasında çevredekilerin siyah çanta ile biber gazı satışı yapan şahıs olduğunu bildirmeleri üzerine, eşgale uygun sanık görülmekle çantasından 34 adet biber gazı ele geçirildiği anlaşılmıştır.
2.Sanık savunmasında atılı suçu kabul etmiş satmak için bulundurduğunu, bir adedini de sattığını beyan etmiştir.
3.Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre biber gazının Çin menşeili, taklit ürün olduğu tespit edilmiştir.
IV. GEREKÇE
Olay ve Olgular başlığı altında ayrıntılarına yer verilen sanık savunması, bilirkişi raporu içeriğine ve tüm dosya kapsamına göre sanığın eyleminin sabit olduğu belirlenmekle, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin diğer temyiz sebeplerinin reddine karar verilmiştir.
Ancak;
1.Dava konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katının ödenmesi halinde; soruşturma evresinde etkin pişmanlık konusunda ihtarat yapılmamış ise verilecek cezada 1/2 oranında, yapılmış ise 1/3 oranında indirim yapılacağı belirtilerek 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 … maddesinin ikinci fıkrası uyarınca etkin pişmanlık ihtaratında bulunulması gerektiği de göz önünde bulundurulmak suretiyle;
10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 … maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrası “yirmiüçüncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek; hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 … maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi yine aynı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 … maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı dikkate alınarak, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddenin ikinci fıkrası gereği ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2.Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6545 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasında düzenlenen suçun üst sınırının iki yıl olduğu gözetilerek;
17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı Kanun’un 251 … maddesinin birinci fıkrasına göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adlî para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Kanun’un 31 … maddesinde yer alan geçici 5 … maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi ile “01.01.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin, 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “…kovuşturma evresine geçilmiş…” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, 5271 sayılı Kanun’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibarıyla maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu, zira 5271 sayılı Kanun’un 251 … maddesinin üçüncü fıkrasında “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan 5237 sayılı Kanun’un 7 nci ve 5271 sayılı Kanun’un 251 … maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması yönüyle kurulan hükümde isabetsizlik görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.04.2015 tarihli ve 2014/610 Esas, 2015/265 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin ve katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
13.04.2023 tarihinde karar verildi.