Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2020/194 E. 2023/4351 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/194
KARAR NO : 2023/4351
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

B O Z M A Ü Z E R İ N E

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, müsadere
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında bozma üzerine kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.01.2013 tarihli ve 2012/954 Esas, 2013/54 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca beraatine, suça konu altınların müsaderesine yer olmadığına karar verilmiştir.

2.Anılan kararın katılan … İdaresi vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin
12.10.2015 tarihli ve 2014/23158 Esas, 2015/19878 Karar sayılı ilâmıyla;
“..Olay tutanağı ve dosya kapsamına göre, sanığın Suriye’den Türkiye’ye giriş yapmak üzere Öncüpmar Yolcu Salonu Gümrük Sahası’na geldiği, gümrüğe tabi eşyası bulunmadığını beyan etmesi üzerine, yapılan aramada vücuduna sarılı vaziyette 1.167,16 gram 21 ayar hurda altının ele geçtiği, söz konusu altınların beyanda bulunulmaksızın yurda sokulmak istendiği anlaşılmakla, sanığın dava konusu eşyayı gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın yurda sokmaya teşebbüs etmesi şeklinde gerçekleşen ve sübut bulan eyleminin 5607 sayılı Yasa’nın 3/1.maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı gözetilerek mahkumiyeti yerine, delillerin takdirinde yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde beraatine karar verilmesi,..” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.

3.Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.11.2017 tarihli ve 2015/1239 Esas, 2017/506 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi ve aynı Kanun’un 52 nci ve 54 üncü maddeleri uyarınca erteli 10 … hapis ve 4 gün karşılığı 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, suça konu kaçak altının müsaderesine karar verilmiştir.

4.Anılan kararın sanık müdafii tarafından temyizi üzerine Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 07.01.2019 tarihli ve 2018/11671 Esas, 2019/91 Karar sayılı ilâmıyla;
“…1.CMK.nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine engel hali bulunmayan ve yakalama emrine istinaden alınan savunmalarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını talep eden sanığın, yakalama emri ekinde … varakasının olmadığı nazara alınarak, kamu zararından haberdar olmadığı anlaşılmakla; sanığa dava konusu eşyanın gümrük idaresince hesaplanan “eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler toplam tutarı” olan 15.967,00 TL miktarın kamu zararı olduğunun bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanununun 231/9. madde ve fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, bozma öncesi Gümrük İdaresi’nin 25.01.2013 havale tarihli yazısı ile kamu zararı olarak bildirilen miktarın ödenmediği gerekçesi ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2.Sanık hakkında takdiri indirim uygulanırken uygulama maddesi olarak TCK’nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK’nun 62. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMUK’nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
3.Dava konusu kaçak akaryakıtın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde 5237 sayılı TCK’nun 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi” nedenleriyle bozulmasına karar verilmiştir.

5.Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.04.2019 tarihli ve 2019/89 Esas, 2019/326 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile 5237 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ve 52 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca erteli 10 … hapis ve 4 gün karşılığı 80,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, suça konu kaçak altının 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesi delaleti ile 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca müsaderesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafiinin temyiz sebepleri, suçun unsurlarının oluşmadığına, sanığın kastının bulunmadığına, sanık açısından zorunluluk halinin mevcut olduğuna ve sanığın beraati gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Olay tarihinde sanığın Suriye’den Türkiye’ye giriş yapmak üzere Öncüpınar Yolcu Salonu Gümrük Sahası’na geldiği, gümrüğe tabi eşyası bulunmadığını beyan etmesi üzerine yapılan aramada vücuduna sarılı vaziyette 1.167,16 gram 21 ayar hurda altının ele geçirildiği anlaşılmıştır.

2.Sanık bozma öncesi savunmalarında, eşinin Suriye’de sarraflık yaptığını, yıkılan iş yerindeki altınları alarak gümrük kapısına geldiğini, ticari amacının olmadığını, bozma sonrasında ise önceki savunmalarını tekrar ederek kamu zararını taksit yapılması halinde dahi ödeyemeyeceğini beyan etmiştir.

3.Kaçak eşyaya mahsus tespit varakası dosyada mevcuttur.

4.07.12.2012 tarihli keşif tutanağında suça konu eşyanın 21 ayar, işlenmiş altın olduğunun tespit edildiğine dair bilirkişi beyanı mevcuttur.

5.Mahkemece, Hukuki Süreç başlığı altında (4) numaralı paragrafta bilgilerine yer verilen Yargıtay bozma ilâmına uyulmasına karar verilerek gereklerinin yerine getirildiği saptanmıştır.

IV. GEREKÇE
Olay tutanağı, sanık savunması, keşif tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre sanık müdafiinin suçun sübutuna yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir. Ancak;
1.10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasının “yirmiüçüncü” fıkra olarak değiştirildiği gözetilerek, hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar … Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada soruşturma aşamasında ihtarat yapılmamış ise 1/2, ihtarat yapılmış ise 1/3 oranında indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı dikkate alınarak, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 12 nci maddenin ikinci fıkrası gereği ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu bozmayı gerektirmiştir.

2.Gün adlî para cezasının uygulama maddesinin 5237 sayılı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci fıkrası yerine aynı Kanun’un 52 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları olarak gösterilmesi suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 232 nci maddesinin altıncı fıkrasına aykırı davranılması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.04.2019 tarihli ve 2019/89 Esas, 2019/326 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy
birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

08.05.2023 tarihinde karar verildi.