YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9885
KARAR NO : 2023/4488
KARAR TARİHİ : 13.04.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/1037 E., 2015/719 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Davanın reddine
TEMYİZ EDENLER : Katılan … İdaresi vekili, o yer Cumhuriyet savcısı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanıklar hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 … maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 … maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 09.10.2015 tarihli ve 2014/ 1037 Esas, 2015/719 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan açılan kamu davasının yargılaması sonucunda, sanıkların yapmış olduğu ithalat sırasında Gümrük İdaresine sunulan beyannameye göre fazla görünen 8 adet akünün beyan fazlası olarak kabulü
İle gümrükçe idarî para cezası verilmesi gerekirken kamu davası açılmış olduğu gerekçesiyle 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın reddine, el konulan kaçak konusu mallar ile ilgili Gümrük Müdürlüğünce yapılacak işlem sonrasında bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına ve müsadere talebinin reddine karar verilmiştir.
2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 11.12.2019 tarihli ve 2015/421280 sayılı bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan … İdaresi vekilinin temyiz sebepleri, somut olayda beyan fazlası ithal edilen eşya bulunması nedeniyle değil beyan fazlası eşyanın tespitini zorlaştıracak şekilde gizlendiğinden bahisle dava açıldığından sanıkların cezalandırılması gerektiğine ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle hükmün bozulması talebine ilişkidir.
2.O yer Cumhuriyet savcısının temyiz sebepleri, dosya içerisindeki mevcut delil durumuna göre, sanıkların cezalandırılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, kabule göre de; söz konusu kamu davasında, unsurları oluşmayan suçtan dolayı beraat kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi nedeniyle hükmün bozulması talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Sanık …’in, Brinkman Tarım isimli firmanın Türkiye sorumlusu, diğer sanık …’nün ise Solmaz Gümrükleme isimli firmada çalışan gümrük müşaviri olduğu, Antalya Tasfiye İşletme Müdürlüğünün geçici depolama alanında bulunan Brinkman Tarım Tic. Ltd. Şti. firmasına ait 27.10.2014 tarihli IM003848 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı 3 palet üzerinde bulunan 7 kalem eşyanın yapılan tam tespit işlemi sırasında; beyanname muhteviyatı eşyalarla aynı paket içinde beyan edilen 2 adet tarım makinesinin içinde yer alan akülerle aynı ebat ve niteliğe sahip beyan dışı 8 adet, ”Wilco Holland” marka etiketi olan akü tespit edildiği anlaşılmıştır.
2.Sanık … savunmasında, Antalya’da gümrük müşaviri olarak çalıştığını, diğer sanık …’in firmasının ithal etmiş olduğu tarım makinelerinin sunulan belgelerine göre beyanname hazırlandığını, söz konusu 8 adet fazla gelen akü gümrüğe indiğinde muayene memurunun tespiti üzerine olaydan haberdar olduklarını, gümrük beyanı dışında fazladan gelen ürün olarak değerlendirilerek ek bir beyan ve ayrıntılı fatura istenerek Gümrük Kanunu’na göre işlem yapılması gerekirken Gümrük İdaresi tarafından ihbarda bulunulduğunu beyan ederek suçlamayı kabul etmediği anlaşılmıştır.
3.Sanık …’in savunmasında, Antalya’da seralara ekipman satışı işiyle uğraştıklarını, yurtdışından ithal ettikleri ürünler olduğunu, dava konusu akülerin satmış oldukları spreyleme makinesinin aküleri olup normalde her bir spreyleme makinesinin iki adet aküyle çalıştığını, 8 saat sonrasında ise akünün bittiğini, bu sırada diğer aküler şarj edileceği için üreticilere 4 akü yerine makine başına 8 akü verdiklerini, dava konusu edilen 8 adet akünün de iki adet spreyleme makinesine ait yedek aküler olduğunu beyan ederek atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
4.Kaçak eşyaya mahsus tespit varakası dosya içerisinde bulunmaktadır.
5.14.04.2015 tarihli gümrük uzmanı ve makine mühendisi bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti raporuna göre; iki adet sprey makinesinin 2’şer adet akü ile çalıştığı, makinelerin ortalama 10 saat çalıştıktan sonra akülerinin tamamen boşaldığı, üretici firmanın makinelerin kesintisiz çalışabilmesi için makine başına 2 adet akü şarjda olacak ve 2 adet akü de yedek olacak şekilde her bir makine için 6 adet akünün makinenin teferruatı olarak gönderdiği, dolayısıyla her makine için gerekli olan 6 adet aküden 2’şer adedinin üzerlerinde takılı olduğu, 4’er adedinin ise hariçte olduğu, böylece vardiya sistemi ile çalışan 2 adet makine için toplam 8 adet akünün makinelerin 2 yıllık garanti kapsamında kesintisiz çalışması için gönderilmiş teferruatları olup makinelerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
6.Dosya içerisindeki 09.10.2015 tarihli dekonta göre 314,88 TL gümrük vergilerinden oluşan kamu zararının giderildiği anlaşılmıştır.
IV. GEREKÇE
Olaylar ve olgular bölümünde bahsedilen bilirkişi heyeti raporu, sanıkların savunmaları ve tüm dosya kapsamına nazaran sanıkların yapmış olduğu ithalat sırasında fazla tespit edilen 8 adet akünün, ithal edilen makinelerin 2 yıllık garanti kapsamında kesintisiz çalışması için gönderilmiş yedek aküleri olup makinelerin teferruatı olarak değerlendirilmesi gerektiği ve sanıkların eylemlerinin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234 üncü maddesinde düzenlenen ve idarî para cezası gerektiren kabahat olduğu anlaşılmakla, fiilin suç oluşturmaması nedeniyle sanıklar hakkında öncelikle beraat kararı verilmesi, ardından 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun (5326 sayılı Kanun) 24 üncü maddesi gereği , “Kovuşturma konusu fiilin kabahat oluşturduğunun anlaşılması halinde mahkeme tarafından idarî yaptırım kararı verilir.” hükmü gereği idarî yaptırım kararı verilmesi gerektiği sabit ise de idarî para cezasının miktarına göre aynı Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin gerçekleşmesi nedeniyle kabahatliler (sanıklar) hakkında idarî para cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekliliği, bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.10.2015 tarihli ve 2014/1037 Esas, 2015/719 Karar sayılı kararı yönelik katılan … İdaresi vekili ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 … maddesi gereği BOZULMASINA, kabahatliler (sanıklar) hakkında, 5326 sayılı Kanun’un 24 üncü maddesi uyarınca mahkemece idarî yaptırım kararı verilebileceği sabit ise de idarî para cezasının miktarına göre aynı Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin gerçekleşmesi nedeniyle İDARÎ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 5326 sayılı Kanun’un 18 … maddesinin birinci fıkrası uyarınca eşyaların mülkiyetinin kamuya geçirilmesine,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle13.04.2023 tarihinde karar verildi.