YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9755
KARAR NO : 2023/2216
KARAR TARİHİ : 09.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/1124 E., 2015/1098 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEMYİZ EDENLER : Sanık müdafii, katılan … İdaresi vekili
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usûlü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.09.2015 tarihli ve 2015/1124 Esas, 2015/1098 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) aykırılık suçundan, aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrasının birinci bendinin son cümlesi yollaması ile anılan Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci ve onuncu fıkraları ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesi ve aynı Kanun’un 52 nci maddesi gereğince 2 yıl 6 ay
hapis ve 6.660,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesi gereği hak yoksunluklarına, suça konu kaçak eşyanın tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin hazineye irad kaydına, tasfiye edilmemiş ise 5607 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası yollaması ile 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası gereğince müsaderesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A.Sanık Müdafiinin Temyiz Sebepleri;
1.Verilen cezanın usul ve yasaya aykırı olduğuna ve sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine,
2. Re’sen tespit edilecek sebeplerle hükmün bozulması talebine ilişkindir.
B.Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri;
Kurum lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmemesi ile sınırlı olarak ve bu hususa hasren temyize geldiği görülmüştür.
III. OLAY VE OLGULAR
1.Dosyada mevcut önleme araması kararı kapsamında yapılan yol uygulamasında, yolcu otobüsünün 19 no’lu koltuğunda seyahat etmekte olan sanığa ait olduğu tespit edilen, 3 farklı marka 2520 paket gümrük kaçağı sigara ele geçirilmiştir.
2.Sanık savunmasında, ele geçirilen sigaraları akrabalarına ve arkadaşlarına vermek üzere aldığını ve ticari bir amacının bulunmadığını beyan etmiştir.
3.Sanığa soruşturma aşamasında 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca etkin pişmanlık ihtaratı yapılmamıştır.
4.Ele geçirilen sigaralar hakkında düzenlenen kaçak eşyaya mahsus tespit varakasında, gümrüklenmiş değerin 20.121,76 TL, gümrük vergilerinin ise 16.341,76 TL olduğu tespit edilmiştir.
5.18.09.2015 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda, suça konu sigaraların yasal olmayan yollardan yurda sokulmuş gümrük kaçağı sigaralar olduğu belirtilmiş ve suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin değerinin 16.773,49 TL, gümrük vergilerinin ise 14.757,49 TL olduğu tespit edilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.Her ne kadar Tebliğname’de, suça konu eşyanın fahiş miktarda olduğu kabul edilerek 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına göre artırım yapılmaması hususunun, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılamayacağı belirtilmiş ise de, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre suça konu eşyanının suç tarihindeki değerinin hafif olduğu anlaşıldığından, Tebliğname’de yer alan (1) numaralı görüşe iştirak olunmamıştır.
2.Olay ve olgular bölümünde belirtildiği üzere; otobüsün bagaj kısmında sanığa ait 2520 paket gümrük kaçağı sigaranın ele geçirilmesinden ibaret somut olayda, her ne kadar sanık aşamalardaki savunmalarında suça konu sigaraları akrabalarına ve arkadaşlarına hediye etmek amacıyla ticari maksadı
olmaksızın satın aldığını beyan etmişse de, Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre ise ele geçen sigaraların miktar itibarıyla ticari mahiyette olduğu ve kişisel kullanım miktarının üzerinde bulunduğu anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
3.Sanık müdafii ve katılan vekilinin belirtilen hususlar dışında yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.
Ancak;
10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasının “yirmiüçüncü” fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek, hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin (sanık lehine olan ve bilirkişi raporunda belirtilen gümrüklenmiş değerin) iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı (sanığa soruşturma aşamasında etkin pişmanlık ihtaratı yapılmadığı, bu cihetle kovuşturma aşamasında yapılacak ihtaratın sanık lehine olarak değerlendirilmek suretiyle indirim oranının 1/2 olarak bildirilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmak suretiyle) anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre;
Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmolunması nedenleriyle kurulan hükümde hukuka aykırılık görülmüştür.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.09.2015 tarihli ve 2015/1124 Esas, 2015/1098 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafii ve katılan … İdaresi vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
09.03.2023 tarihinde karar verildi.