YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9504
KARAR NO : 2023/2699
KARAR TARİHİ : 22.03.2023
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/237 E., 2015/876 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, müsadere
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Düzeltilerek Onama
Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.10.2015 tarihli ve 2015/237 Esas, 2015/876 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin birinci fıkrası ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ve 5 gün karşılığı 100,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 54 üncü maddesi uyarınca kaçak eşyanın müsaderesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, ele geçirilen eşyanın faturalı olması nedeniyle kaçak olmadığına ve re’sen tespit edilecek nedenlerle hükmün bozulmasına ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1.11.02.2015 tarihinde sınır hattında devriye görevi yapan jandarma personelinin Suriye ülkesinden Türkiye’ye elinde çuval ile kaçak geçiş yapan şahsı görmesi üzerine dur ihtaratında bulunulduğu ve uyarı ateşi açılması sonucu, kaçak geçiş yapan şahsın elindeki çuvalı olay yerinde bırakarak Suriye tarafına kaçtığı, çuval içerisinden Bosch ve Delphi marka 512 adet araç parçası ele geçirildiği anlaşılmıştır.
2.Sanık … Kilis Cumhuriyet Başsavcılığında 24.02.2015 tarihinde verdiği savunmasında, ”Osmaniye İlinde ikamet etmekteyim. Lombardin su motoru parçası alım satım işi ile uğraşıyorum. Yusuf isimli Suriyeli soyadını bilmediğim bir kişiye daha öncede isteği üzerine motor parçalarından verdim. Bu parçaları Suriye’de sattıktan sonra bana parasını gönderiyordu. En son yine faturasını ibraz ettiğim parçaları Konya’dan sipariş etmiştim. Yine Suriyeli Yusuf’a Suriye’de satması için verdim. Ancak Suriye’ye geçemeden sınırda askerleri görünce elindeki parçaları atarak kaçtı. Yakalanan motor parçalarını talep ediyorum. Bunların faturası vardır ve bana aittir. Bu parçalar Türkiye’den Suriye’ye geçirilecekti. Ben kaçakçılık suçuna karışmadım.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
3.Sanık … kovuşturma aşamasında 16.06.2015 tarihinde verdiği savunmasında, ”Olay günü İzmir’den faturalı bir şekilde satın almış olduğum su motoru enjektör memesini Suriye’ye götürüp satmak üzere oğluma verdim. Oğlum İbrahim … Suriye’ye geçmek üzere iken sınırda devriye ekiplerini görünce olay yerinden yakalanmadan kaçmış. Ben de firma yetkilisi ile birlikte hemen olay yerine gittim, ancak kolluk görevlileri ile yaptığım görüşmede yakalanan parçalara el konulduğu ve Jandarmaya teslim edildiğini söylediler. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmem, beraatimi talep ederim. ”şeklinde beyanda bulunmuştur.
4.Tutanak tanığı Ömer … kovuşturma aşamasında 09.06.2015 tarihinde verdiği beyanında, ”Olayı hatırlıyorum, devriye görevi ifa ediyordum ve sınır bölgesinde hareket halindeydik, Suriye’den Türkiye’ye çuval taşıyan bir şahsın geldiğini görünce dur ikazında bulunduk, fakat şahıs durmadı, taşıdığı çuvalı atarak Suriye’ye doğru kaçtı, kaçan kişiyi kovalasak da yakalayamadık, daha sonra suça konu araç parçalarını ele geçirip işlemlerimizi yaptık.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
5.21.04.2015 tarihli makine mühendisi bilirkişinin düzenlediği raporda, sanığın ibraz ettiği faturaya konu eşyanın ele geçirilen eşyalar hakkında olmadığı bildirilmiştir.
IV. GEREKÇE
1.11.02.2015 tarihli olay tutanağı, tutanak tanığı beyanına göre ele geçirilen eşyanın Suriye’den ülkemize sınır kapısı dışından kaçak olarak sokulduğu, sanığın ikrarına göre kaçak eşyanın sanığa ait olduğu, her ne kadar sanık eşyanın faturalı olduğunu beyan etmiş ise de gerek olay tutanağı, gerekse bilirkişi raporu uyarınca faturanın ele geçirilen eşyayı temsil etmediği anlaşılmakla, yurda kaçak eşya sokan sanık hakkında mahkûmiyet hükmü kurulmasında, suç tarihi ve ele geçen eşya nazara alındığında sanığın alt sınırdan mahkûmiyetine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
2.10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasının “yirmiüçüncü” fıkra olarak değiştirildiği gözetilerek, hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada soruşturma aşamasında ihtarat yapılmamış ise 1/2, ihtarat yapılmış ise 1/3 oranında indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı dikkate alınarak, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 12 nci maddenin ikinci fıkrası gereği ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu bozmayı gerektirmiştir.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan (2) no.lu bentte yazılı nedenle Kilis 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.10.2015 tarihli ve 2015/237 Esas, 2015/876 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
22.03.2023 tarihinde karar verildi.