Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2019/8323 E. 2023/1922 K. 01.03.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/8323
KARAR NO : 2023/1922
KARAR TARİHİ : 01.03.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/1278 E., 2015/338 K.
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet, eşya müsaderesi, nakil aracının iadesi
TEMYİZ EDENLER :Katılan … İdaresi vekili, sanık …, sanık … ve müdafii
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Kısmî red, kısmî onama

Sanık …’ın temyiz isteği yönünden; yokluğunda verilen kararın 29.05.2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanunî süre geçtikten sonra 08.06.2015 tarihinde temyiz isteğinde bulunulduğu, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmakla 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddi gerektiği anlaşılmıştır.

Katılan … İdaresi vekili, sanık … ve müdafiinin temyiz istekleri yönünden; sanıklar hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.03.2015 tarihli ve 2014/1278 Esas, 2015/338 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin onsekizinci fıkrasının son cümlesi yollamasıyla anılan Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci, onuncu, yirmiikinci fıkraları ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 62 nci maddesinin ikinci fıkrası, 52 nci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları uyarınca 5 yıl hapis ve 250.000,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmalarına, 53 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği hak yoksunluklarına, 63 üncü madde gereği gözaltında geçirilen sürelerin cezalarından mahsubuna, suça konu kaçak eşyanın 54 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca müsaderesine, suçta kullanılan aracın müsaderesine yer olmadığına, karar kesinleştiğinde şerhin kaldırılmasına karar verilmiştir.

2.Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 25.11.2019 tarihli ve 2015/399812 sayılı, red ve onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdi edilmiştir.

II.TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Katılan … İdaresi vekilinin temyiz nedenleri; sanıklar hakkında alt sınırdan ceza verilmesine, yerinde olmayan ve yetersiz gerekçelerle şartları oluşmadığı halde takdiri indirim uygulanmasına ve re’sen gözetilecek nedenlerle hükmün bozulması talebine ilişkindir.

2.Sanık …’ın temyiz nedenleri; kararı usul ve esas yönünden temyiz ettiğine ilişkindir.

3.Sanık … müdafiinin temyiz nedenleri; suçun manevi unsurlarının oluşmadığına, müvekkilinin olayla ilgisinin olmadığına, suça konu eşyanın kaçak cep telefonları olup 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci fıkrasındaki suçun oluşmasının mümkün olmadığına, olay tarihinde ikametinde olduğuna, suçta kullanılan aracın müvekkilinin kardeşi adına kayıtlı olmasına rağmen olaydan bir hafta önce Fikret …’a satıldığına, belirtilen ve re’sen tespit edilecek nedenlerle hükmün bozulması talebine ilişkindir.

III.OLAY VE OLGULAR
1.28.10.2014 tarihinde önleme araması kararına istinaden Buruk mezarlığı Kozan yolu üzerinde uygulama noktasında durdurulan, sanık …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı çekici ve buna bağlı … plakalı dorsede kutular halinde açık halde 156.980 paket kaçak sigara olduğu ve olay yerine gelen sanık …’ın suça konu sigaraların kendine ait olduğunu söylediği anlaşılmıştır.

2.Suça konu sigaraların Türkiye’de üretilenlerinin ihraç kaydıyla üretilen ürünler diğerlerinin ise yurtdışı menşeili olduğuna bu nedenle tamamının gümrük kaçağı olduğuna ilişkin bilirkişi raporu dava dosyasında mevcuttur.

3.Sanık … nakliye firmasında sürücülük yaptığını, firmadan habersiz olarak, diğer sanıktan aldığı yükün kaçak sigara olduğunu bilmediğini beyan etmiş, sanık … ise Iraklı birine ait olan kaçak sigaraları taşıma karşılığı anlaştığını, sürücü olan sanık … yakalanınca, suça konu sigaraların taşınmak üzere kendisi yüklediği için olay yerine gelerek kendine ait olduğunu söylediğini beyan etmiştir.

4.İddianamede müsaderesi talep edilen suçta kullanılan nakil aracının kayden maliki olan şirket yetkilileri dinlenmeden, mahkemece müsaderesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık …’ın Temyizi Yönünden
Sanığın yokluğunda verilip 29.05.2015 tarihinde usûlüne uygun şekilde tebliğ edilen karara karşı, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirlenen bir haftalık kanunî süre geçtikten sonra 08.06.2015 tarihinde temyiz isteğinde bulunulduğu, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmakla, sanığın temyiz isteğinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

B. Katılan … İdaresi Vekili, Sanık … ve Müdafiinin Temyizleri Yönünden
Sanıklar hakkında kurulan hüküm,
1.Dava konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin 2 katının ödenmesi halinde; soruşturma evresinde etkin pişmanlık konusunda ihtarat yapılmamış ise verilecek cezada 1/2 oranında, yapılmış ise 1/3 oranında indirim yapılacağı belirtilerek 7242 sayılı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca etkin pişmanlık ihtaratında bulunulması gerektiği de göz önünde bulundurulmak suretiyle; 10.12.2022 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasının yirmiüçüncü fıkrası olarak değiştirildiği gözetilerek; hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmiikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağı hüküm altına alındığı dikkate alınarak, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddenin ikinci fıkrası gereği ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,

2.Suça konu kaçak eşyanın değeri ile suçta kullanılan nakil aracın değeri gözetilerek 5237 sayılı Kanun’un 54 üncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca nakil aracın müsaderesinin hakkaniyete aykırı olmadığı anlaşılmakla; dava konusu nakil aracı yönünden malen sorumlu şirket yetkililerinin usulüne uygun tebligat ile duruşmadan haberdar edilip dinlenilmesinin ardından davaya katılma hakkı tanınarak iyiniyetli üçüncü kişi durumunda olup olmadığının tespit edilmesi, sonucuna göre aracın müsadere edilip
edilmeyeceğine karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,

Nedenleriyle hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR
A.Sanık …’ın Temyizi Yönünden
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle, Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.03.2015 tarihli ve 2014/1278 Esas, 2015/338 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteğinin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,

B.Katılan … İdaresi Vekili, Sanık … ve Müdafiinin Temyiz İstemleri Yönünden
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle, Adana 19. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.03.2015 tarihli ve 2014/1278 Esas, 2015/338 Karar sayılı kararına yönelik katılan … İdaresi vekili, sanık … ve müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

01.03.2023 tarihinde karar verildi.