Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2019/5660 E. 2021/14705 K. 09.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/5660
KARAR NO : 2021/14705
KARAR TARİHİ : 09.11.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I.Katılan … İdaresi vekilinin temyizinin münhasıran nakil vasıtasına yönelik olduğu gözetilerek yapılan incelemede;
Nakil vasıtasıyla ilgili olarak herhangi bir dava açılmadığı gibi, mahkeme tarafından da herhangi bir karar verilmediği anlaşıldığından, bu konuyla ilgili temyiz talebinin incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
II.Sanığın temyiz istemi yönünden yapılan incelemede;
1.Sanık hakkında 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi gereğince cezalandırılması istemi ile dava açıldığı halde, 5271 sayılı CMK’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan sanığın 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi yollamasıyla 3/5 ve 3/10. maddeleri gereğince mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2.Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3.Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08/04/2014 tarih, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16/05/2017 tarih, 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelemesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 09/09/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 19/09/2014 olduğu,Sanık hakkında Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde aynı tür suçtan açılan ve halen derdest olan mahkemenin 2020/906 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 19/09/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 28/10/2014 olduğu, anlaşılmakla;
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihlerine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
4.Sanık hakkında temel ceza belirlenirken Yasa maddesinin 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesi olarak gösterilmesi gerekirken, 5607 sayılı Yasanın 3/1-5 yazılarak hükmün karıştırılması suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5.Arama işlemine dayanak olarak gösterilen Alanya Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2014/520 Değişik iş sayılı arama kararı denetime olanak verecek şekilde dosyaya getirtilmeden eksik araştırma ile karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.