Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2019/4785 E. 2021/11571 K. 04.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/4785
KARAR NO : 2021/11571
KARAR TARİHİ : 04.10.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

SUÇ : 4733 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Müşteki Gümrük İdaresi vekilinin katılma talebi reddedilmiş ise de, 5271 sayılı CMK’nun 260. maddesi gereğince katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için yasa yollarının açık olduğu gözetilip şikayetçi kurumun suçtan zarar görme olasılığına göre, sanıklar hakkındaki hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenerek, müşteki Gümrük İdaresi vekili ile sanıkların temyiz taleplerine yönelik yapılan incelemede;
Sanıklar hakkında yabancı menşeili ve yurda yasal olmayan yollardan giren 900 gramlık paketlerde toplam 900 Kg. çay nedeniyle dava açılmış olup; sanıkların eyleminin 6111 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde düzenlenen kaçakçılık suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesine aykırılıktan hüküm kurulması,
Kabule göre de;
1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla; 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2- 5237 sayılı TCK’nun 51/7. maddesi gereğince sanıkların denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde; ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi gerektiği halde, infazı kısıtlayacak şekilde sanıkların denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi,
3- TCK’nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E. – 2015/85 K. sayılı kararı göz önünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Kovuşturma aşamasındaki 08.04.2013 ve 09.04.2013 tarihli bilirkişi raporları ile Gümrük İdaresi’nin 18.03.2014 havale tarihli yazısına göre kaçak olduğu tespit edilen suça konu çayların müsadere talebi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi,
5- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması,
6- Suça konu çaylar yönüyle suçtan doğrudan zarar gören, katılma hakkı bulunan ve katılma talep eden Gümrük İdaresi vekilinin davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanıklar ile müşteki Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.10.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.