Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2019/3025 E. 2019/36127 K. 22.10.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/3025
KARAR NO : 2019/36127
KARAR TARİHİ : 22.10.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya Muhalefet, Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Sanıklar … ve … hakkında beraat, sanıklar … ve … hakkında hükümlülük

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Gümrük İdaresi adına Hazine vekilinin temyizinin sanıklar … ve … hakkında kurulan beraat hükümleri ile sınırlı olduğu gözetilerek katılan … İdaresi adına Hazine vekili, sanık … müdafii ve sanık …’ın temyiz istemlerine göre yapılan incelemede;
I)Sanık … hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
UYAP’tan alınan güncellenmiş nüfus kayıt örneğinden sanık …’nin hükümden sonra 19/05/2014 tarihinde öldüğü anlaşıldığından, 5237 sayılı TCK’nun 64. maddesi uyarınca kamu davasının düşürülmesi hususunun mahallince değerlendirilmesinin gerekmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık … müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
II)Sanıklar …, … ve … hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Ambarlı Gümrük Müdürlüğünce… Dış Ticaret Hizmetleri A.Ş adına tescil ve onaylı 24/02/2009 tarih ve … sayılı ihracat beyannamesi muhteviyatı eşyaların kırmızı hatta işlem görmek üzere yönlendirilerek teslim alınmış statüde bulunduğu halde fiziki muayeneye sunulmadığı belirlenerek 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet ettikleri iddiasıyla sanıklar hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet ve resmi belgede sahtecilik suçlarından kamu davası açıldığı, hükümden sonra ölen sanık …’nin aşamalardaki savunmalarında; ihracatçı firmanın ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğunu, kendilerinin gerçekte aracı ihracatçı firma olduklarını, imalatçı firmalar tarafından şirketleri üzerinden yapılan ihracatlardan komisyon aldıklarını, dava konusu eşyanın hangi imalatçı firmaya ait olduğunu hatırlamadığını, suç kastının bulunmadığını belirttiği, sanık …’nun aşamalardaki savunmalarında; beyannameyi gümrük müşaviri olarak düzenleyenin kendisi olduğunu, gümrükleme bürolarında beyannamelerin fiili takip işlemlerinin gümrük müşavirliği firmasının ortaklarından olan gümrük müşaviri yardımcısı … ile …’nin koordinatörlüğünde gerçekleştirilmekte olduğunu, dava konusu beyannamenin takibinin de sanıklardan … tarafından yapıldığını, kendisinin bürolarına gelen evraklara göre işlem yaptığını, ihracatçı firma sahipleri ile irtibat kurmadığını, suçlamaları kabul etmediğini belirttiği, sanık …’in aşamalardaki savunmalarında; …’ın sigortalı olarak şirketlerinde çalışmamakla birlikte kendileri ile tanışıklığından ötürü ihracatçı firmalardan iş getirerek beyannameleri tanzim etmelerini isteyen bir kimse olduğunu, dava konusu beyannameye ilişkin evrakların … tarafından getirildiğini ve beyannamenin gümrük işlemlerinin de adı geçen tarafından takip edildiğini, kendisinin hazırlanan beyannameyi şirketlerine gelen …’a teslim ettiğini, eşyanın ihracatının gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini bilmediğini, suçlamaları kabul etmediğini belirttiği, …’ın savunmasında; sanıklardan …’i tanıdığını, …Dış Ticaret Hizmetleri A.Ş’nin işlerini kendisinin takip etmediğini, vekaletnamesiz iş takibi yapılamadığını, diğer sanıkları ve ihracatçı firmanın yetkililerini tanımadığını, dava konu olayla hiçbir ilgisinin bulunmadığını belirttiği olayda; …’nin dinlenilmesi, tüm sanıkların olay tarihi ve buna yakın tarihlerdeki kullandıkları cep telefonu numaralarının görüşme dökümlerinin getirtilip incelenerek neticesine ve sanıkların olaydaki fonksiyonlarına göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırmayla hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1.UYAP kayıtlarının incelenmesi sonunda sanıklar …, … ve … hakkında benzer nitelikteki eylemlerle ilgili olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/285789 sırasında kayıtlı Bakırköy 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/172 Esas, 2015/48 Karar sayılı dava dosyasının bulunduğu, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti ve suçun sübutu halinde anılan dosyadaki eylemler ile temyiz incelemesine konu dosyadaki eylemin Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08/04/2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararı doğrultusunda hem kaçakçılık hem sahtecilik suçları bakımından TCK’nun 43. maddesi kapsamında kalıp kalmadığının birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi nedeniyle, bahsi geçen dava dosyasının incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2.Sanık … hakkında kaçakçılık suçu yönüyle suç tarihinden sonra yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanunla değişik 5607 sayılı Kanunun 3/9-21 maddelerinin suç tarihinde yürürlükte olan 6111 sayılı Kanunla değişik 5607 sayılı Kanunun 3/14-18 maddelerine göre lehe hükümler içermediği tespitine rağmen, suç tarihinde yürülükte bulunan 6111 sayılı Kanunla değişik 5607 sayılı Kanunun 3/14-18 maddelerine göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
3.Sanık … hakkında kaçakçılık suçundan tayin olunan adli para cezasının 24 eşit taksitle tahsiline karar verilirken, TCK’nun 52/4. madde ve fıkrası gösterilmemesi suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
4.Sanık … yönüyle hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E., 2015/85 K. sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5.Eşya müsadere talebi hakkında bir karar verilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık … ve katılan … İdaresi adına Hazine vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 22/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.