YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/2640
KARAR NO : 2021/8779
KARAR TARİHİ : 29.06.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, imha
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanıklar hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. uyarınca temel ceza belirlendikten sonra aynı Yasanın 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması, yine aynı Yasanın 3/22. maddesinin de uygulama şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre;
1- Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen ” Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2- Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih ve 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı ilamlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanık …’ın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında
TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 28.10.2014, iddianame tarihinin 16.03.2015 olduğu,
UYAP kayıtlarında yapılan incelemeye göre; sanık … hakkında, Dairemizin 2017/14553 Esas, 2020/14694 Karar sayılı 14.10.2020 tarihinde bozulmasına karar verilen Kayseri 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/167 Esas, 2015/250 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 23.12.2014 iddianame tarihinin 13.01.2015 olduğu gözetilerek,
Sanık …’ın bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
3- Suçtan zarar gören ve kamu davasına katılmasına karar verilen Gümrük İdaresi lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar …, …, …, … ve katılan … İdaresi’nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.