Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2019/1521 E. 2020/12014 K. 09.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1521
KARAR NO : 2020/12014
KARAR TARİHİ : 09.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Kabule göre;
1- Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu Mersin 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/752 Esas, 2015/767 Karar sayılı dosyasının suç tarihinin 12.06.2009, iddianame tarihinin 15.06.2009 olduğu,
Dairemizin 2012/19547 esas- 2013/10399 kararı ile 08/05/2013 tarihinde Düzeltilerek onanmasına karar verilen Tatvan Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/480 esas ve 2009/640 karar sayılı dosyasına ilişkin suç tarihinin 04.06.2009, iddianame düzenleme tarihinin ise 18.08.2009 olduğu
Anılan dosyada sanığın eyleminin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, düzeltilerek onanmasına karar verilen dosya bu dosya içine konularak incelemeye konu dosya ile birlikte TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle bozulduğu, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada Tatvan Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/480 esas ve 2009/640 karar sayılı dosyasına ilişkin belgelerin celp edildiği ve anılan dosyanın kesinleşmiş olması nedeniyle dosyaların birleştirme işleminin yapılamayacağı gerekçesiyle karar verildiği ancak; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiilllerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirildiğinde; sanığın eyleminin bir suç işleme kararının icrası

kapsamında gerçekleştiği ve TCK’nun 43. maddesi gereğince zincirleme suç hükümlerinin uygulanarak kesinleşen cezanın mahsubuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 Sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/18. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 4733 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın ilgili hükümleri (5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2) somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.