Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2019/1465 E. 2019/30275 K. 15.04.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1465
KARAR NO : 2019/30275
KARAR TARİHİ : 15.04.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlü hakkında Doğubayazıt 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 26/09/2013 tarih ve 2013/129 Esas – 2013/519 Karar sayılı ilamının CMK’nun 323/1. maddesi gereğince onaylanmasına

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/03/2014 tarihli ve 2012/3-909 Esas, 2014/121 sayılı kararında, “Delil ve olayların, yargılamanın yenilenmesi nedeni olarak kabul edilebilmesi için “yeni” olması gerekmektedir. Hükmü veren mahkemeye bildirilmemesi sebebiyle, hükümde dikkate alınmamış olan her olay ve delil hükümlü tarafından bilinip bilinmemesi önemli olmaksızın “yeni” olarak nitelendirilmektedir. Olay ya da delilin yeniliği, olayın kesin hükümden sonra meydana gelmiş olmasıyla değil, kesinleşmiş olan hükmün verilmesi sırasında değerlendirilip değerlendirilmediği ile bağlantılıdır. Kesin hükümden önce meydana gelen ancak mahkemenin bilgisine sunulmayan ya da mahkeme tarafından değerlendirilmeyen deliller ve olaylar da “yeni” sayılmalıdır. Bu doğrultuda hükmü veren mahkemeye bildirilmediğinden yargılama yapılırken değerlendirilemeyen her türlü olgu ve delil de “yeni” sayılmaktadır.” şeklindeki açıklamalar nazara alındığında;
Kesinleşmiş bir hükümle sonuçlanan davanın hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülebilmesi için 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 311. maddesi uyarınca;
a) Duruşmada kullanılan ve hükmü etkileyen bir belgenin sahteliği anlaşılması,
b) Yemin verilerek dinlenmiş olan bir tanık veya bilirkişinin hükmü etkileyecek biçimde hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçek dışı tanıklıkta bulunduğu veya oy verdiği anlaşılması,
c) Hükme katılmış olan hâkimlerden biri, hükümlünün neden olduğu kusur dışında, aleyhine ceza kovuşturmasını veya bir ceza ile mahkûmiyetini gerektirecek biçimde görevlerini yapmada kusur etmiş olması,
d) Ceza hükmü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayandırılmış olup da bu hüküm kesinleşmiş diğer bir hüküm ile ortadan kaldırılması
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olması,
f) Ceza hükmünün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin ve hükmün bu aykırılığa dayandığının, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması, hallerinde mümküm bulunduğu,
Somut olayda ise; her ne kadar mahkemece, Dairemizin 13.02.2018 tarihli ve 2015/4420 Esas, 2018/1243 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşen mahkemenin 2013/129 Esas, 2013/519 Karar sayılı dosyasında sanığın kamu zararını gidermek istediğini beyan etmesine rağmen sanığa bu hususta süre verilmeden hakkında zarar giderilmediği gerekçesiyle mahkumiyet kararı verilmesi nedeniyle CMK.nun 311/1-e maddesi uyarınca “yargılamanın yenilenmesi” talebi kabul edilmiş ve sanık hakkında yeniden yargılama yapılmış ise de;Temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen mahkemenin 2013/129 Esas, 2013/519 Karar sayılı dosyasında sanığın 4733 sayılı Yasaya muhalefet suçundan neticeten 2 yıl 1 ay hapis ve 8.320,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, sonuç cezanın 2 yılın üzerinde olması nedeniyle sanık hakkında 5271 sayılı CMK.nun 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasının yasal olarak mümkün olmadığı, kaldı ki yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 11/03/2014 tarihli ve 2012/3-909 Esas, 2014/121 sayılı kararına göre, sanık müdafii tarafından sunulan 10.04.2018 tarihli yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçede yeni bir delil ya da olayın da ortaya konulmadığı gözetilmeden yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne ilişkin karar verilerek sanık hakkında yeniden yargılama yapılması yasaya aykırı ise de, mahkemece kesinleşen ilamın onanmasına karar verildiğinden bu husus sonuca etkili görülmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, 15.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.