Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2019/1427 E. 2020/11629 K. 07.09.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/1427
KARAR NO : 2020/11629
KARAR TARİHİ : 07.09.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Dairemizin 12.01.2015 tarihli ve 2014/9116 Esas, 2015/61 Karar sayılı bozma ilamı sonrası mahkemece 5271 sayılı CMK’nun 231/9. maddesi uyarınca kamu zararını taksitle giderme şartı ile verilen 05.10.2015 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 08.12.2015 tarihinde kesinleşmesinden sonra, Gevaş Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanığın en son bilinen adresine kamu zararının ilk taksitini ödemesi için ödeme emri gönderilmesi, anılan ödeme emrini ihtiva eden tebligatın sanığın adreste bulunmadığına dair şerh ile iade olunması halinde ise 6099 sayılı Yasa ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesi gereğince sanığın adres kayıt sistemindeki adresine yapılması gerekirken doğrudan mernis adresine tebligat yapıldığı, bu nedenle 7201 sayılı Yasanın 21. maddesi uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu gibi bilahare sanığın kamu zararının tamamını yatırdığı gözetilmeden yazılı şekilde sanık hakkındaki 05.10.2015 tarihli hükmün açıklanmasına karar verilmesi,
Kabule göre ise;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/18. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 4733 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın ilgili hükümleri (5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22 ve 5/2. maddeleri) somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.