Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2019/10143 E. 2023/5187 K. 24.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/10143
KARAR NO : 2023/5187
KARAR TARİHİ : 24.05.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na muhalefet
HÜKÜM : Mahkûmiyet, kaçak eşya müsaderesi
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.11.2015 tarihli ve 2015/264 Esas, 2015/652 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’na (5607 sayılı Kanun) muhalefet suçundan aynı Kanun’un 3 üncü maddesinin beşinci fıkrası, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 43 üncü maddesi uyarınca neticeten 1 yıl 15 gün erteli hapis ve 100,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, dava konusu gümrük kaçağı olduğu tespit edilen eşyaların müsaderesine, sanıkta ele geçirilen ve taklit olduğu tespit edilen sağlığa zararlı parfümlerin imhasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Gümrük İdaresi vekili usul ve Kanun’a aykırı olan hükmün bozulması talebi ile dilekçe sunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR
1.13.08.2015 tarihinde Yeşilköy havalimanı yolu üzerinde sanığın bulunduğu araçta 8 adet parfüm ve 4 adet kol saati ele geçirilmiştir.

2.27.01.2015 tarihinde ise Atatürk havalimanı anayol kontrol noktasında sanığın bulunduğu araçta 7 adet parfüm ve 3 adet kol saati ele geçirilmiştir.

3.13.08.2013 tarihli eyleme ilişkin yargılamada Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.04.2015 tarihli ve 2014/617 Esas, 2015/237 Karar sayılı kararı ile, hukuki ve fiili irtibat bulunduğundan Mahkemenin 2015/264 Esas sayısı üzerinde birleştirilmesine karar verilmiştir.

4.Her iki olayda ele geçen eşyaya ilişkin dosyaya alınan bilirkişi raporuna göre; parfümlerin merdiven altı diye tabir edilen atölyelerde Türkiye’de üretilen taklit, sahte ürünler olduğu, saatlerin ise Çin Halk Cumhuriyetinde üretilen taklit ürünler olduğu belirtilmiştir.

5.13.08.2013 tarihli olaya ilişkin 04.11.2014 tarihinde iddianamenin düzenlendiği, 27.01.2015 tarihli olaya ilişkin ise 08.04.2015 tarihinde iddianamenin düzenlendiği saptanmıştır.

6.Sanık aşamalarda alınan savunmalarında, kaçak olduğunu bilmediği eşyaları satmak amacıyla bulundurduğunu ifade etmiştir.

IV. GEREKÇE
Olay ve Olgular başlığı altında ayrıntılarına yer verilen sanık savunması, bilirkişi raporu içeriğine ve tüm dosya kapsamına göre sanığın eyleminin sabit olduğu belirlenmekle, katılan vekilinin diğer temyiz sebeplerinin reddine karar verilmiştir.
Ancak;
1.Ana dosyada suç tarihinin 27.01.2015, iddianame düzenleme tarihinin ise 08.04.2015 olduğu, birleşen 2014/617 Esas sayılı dosyada suç tarihinin 13.08.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 04.11.2014 olduğu, 04.11.2014 tarihli iddianamenin düzenlenmesiyle olaylar arasında hukuki kesinti oluştuğu da gözetilerek sanığın 13.08.2013 ve 27.01.2015 tarihli olaylar için 5607 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmesi yerine yazılı şekilde zincirleme suç kabul edilerek uygulama yapılması,

2.Dava konusu eşyanın gümrüklenmiş değerinin 2 katının ödenmesi halinde; soruşturma evresinde etkin pişmanlık konusunda ihtarat yapılmamış ise verilecek cezada 1/2 oranında, yapılmış ise 1/3 oranında indirim yapılacağı belirtilerek 7242 sayılı Kanun’un 62 inci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca etkin pişmanlık ihtaratında bulunulması gerektiği de göz önünde bulundurulmak suretiyle;
10.12.2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanıp, aynı gün yürürlüğe giren 7423 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmi ikinci fıkrası “yirmiüçüncü” fıkrası olarak

değiştirildiği gözetilerek; hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61 inci maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3 üncü maddesinin yirmi ikinci fıkrasına eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi yine aynı Kanun’un 62 nci maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar … Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı dikkate alınarak, 5237 sayılı Kanun’un 7 nci maddesi ve 7242 sayılı Kanun’un 63 üncü maddesi ile 5607 sayılı Kanun’a eklenen geçici 12 nci maddenin ikinci fıkrası gereği ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,

3.Birleşen 2014/617 Esas sayılı dosyada olay tutanağına göre suç tarihi 13.08.2013 olduğu halde, gerekçeli karar başlığında 27.10.2014 olarak gösterilmesi,

4.Sanık hakkında verilen ve ertelenen uzun süreli hapis cezasının kanuni sonucu olarak 5237 sayılı Kanun’un 53 üncü maddesinde yer alan hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

5.Yargılama giderleri ile ilgili olarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 324 üncü maddesinin ikinci fıkrasında “Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” şeklindeki açık hükmü ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 26.05.1935 tarih ve 111/7 sayılı “yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı parçası olduğundan ilamlarda açıklanmalı, kime yükletileceği belirtilmedir” ve yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 02.05.1966 tarih ve 4/3 sayılı “tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderinin miktarı ve kime ne miktarda yükleteceği belirtilerek, sanığın yükümlülüğü öğrenmesinin sağlanması ve bu sayede sanığın yargılama giderlerine karşı temyiz davası açıp açmama hususunda karar verme olanağı tanınması gerektiğini” belirten kararları karşısında, hükmün esasını oluşturan kısa kararda, sanığın yükümlülüğünü öğrenmesi ve buna göre yargılama giderleri yönünden temyiz yoluna başvurup başvurmayacağı hususunda karar vermesine imkan tanımak için, yargılama giderlerinin kime yükleneceğinin ve bu yükümlülüğün ne miktar olacağının belirtilmesi gerektiği halde, mahkemece kısa kararda yargılama gideri ile ilgili kısım miktar olarak boş bırakılarak ilgili miktar açıklanmadan, bilahare gerekçeli kararda belirtilmesi suretiyle usul ve Kanun’a aykırı hüküm kurulması,

Nedenleriyle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin, 09.11.2015 tarihli ve 2015/264 Esas, 2015/652 Karar sayılı kararına yönelik katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,

24.05.2023 tarihinde karar verildi.