Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2018/5364 E. 2018/14689 K. 24.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5364
KARAR NO : 2018/14689
KARAR TARİHİ : 24.12.2018

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zimmet, Resmi Belgede Sahtecilik, Nitelikli Dolandırıcılık, Görevi Kötüye Kullanma, Resmi Mercileri İğfal
HÜKÜM : Sanıklar …, …, … ve … hakkında açılan kamu davalarının ayrı ayrı düşürülmesine, diğer sanıklar hakkında açılan kamu davalarının CMK’nun 223/8. maddesi uyarınca ayrı ayrı düşürülmesine

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Katılan vekilinin sanık … hakkındaki hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
UYAP aracılığıyla elektronik ortamda MERNİS’ten alınan nüfus kayıt örneğine göre sanık …’nın hükümden sonra 11.02.2018 tarihinde öldüğü anlaşıldığından, hakkındaki kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, anılan madde uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının ölüm nedeniyle CMK’nun 223/8. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,
II) Katılan vekilinin sanık … hakkında Artvin Cumhuriyet Başsavcılığının 02.12.2004 tarih ve 2004/540 sayılı iddianamesi ile açılan ve birleşen 2013/66 E. Sayılı ve sanıklar … ve … hakkında Artvin. Cumhuriyet Başsavcılığının 06.02.2007 tarih 2007/34 esas sayılı iddianamesi ile açılan ve birleşen 2013/79 E. sayılı dosyadaki eylemlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanıklar … ve … hakkında Artvin. Cumhuriyet Başsavcılığının 06.02.2007 tarih 2007/34 esas sayılı iddianamesi ile açılan ve birleşen 2013/79 E. sayılı kamu davasının yargılaması sonucunda verilen 2007/28 E – 2009/45 K. sayılı kararda ise sanıkların hükümden önce ölümleri nedeniyle haklarındaki kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesine karar verildiği ve bu sanıklar yönüyle kararın Dairemizin 2012/19333 E-2013/14607 K. sayılı bozma ilamına konu olmadan kesinleştiği gözetilmeden sanıklar hakkında yeniden ölüm nedeniyle düşme kararı verilmesi hukuki değerden yoksun görülmekle temyiz incelemesi yapılmasına yer olmadığına karar verilerek yapılan incelemede;
Sanık … hakkında Artvin Cumhuriyet Başsavcılığının 02.12.2004 tarih ve 2004/540 sayılı iddianamesi ile açılan kamu davasının yargılaması sonucunda verilen 2004/163 E- 2009/123 K. sayılı ilamında sanık hakkında zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması kararı verildiği ve hükmün Dairemizin 2011/11996 E-2013/11834 K. sayılı ilamıyla sanığın hükümden önce 01.01.2008 tarihinde öldüğü anlaşıldığından kamu davasının ölüm nedeniyle düşürülmesi hususunun mahallince değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına karar verildiği anlaşılmasına rağmen,mahkemece sanık hakkında açılan bu dava nedeniyle düşme kararı verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, anılan madde uyarınca sanıklar hakkındaki kamu davasının ölüm nedeniyle CMK’nun 223/8. maddesi gereğince DÜŞÜRÜLMESİNE,
III) Katılan vekilinin sanıklar … ve … hakkında açılan diğer davalar ile sanık … ve Cevat Özdemir hakkındaki hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
IV) Katılan vekilinin diğer sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …,…, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Sanık …’nın T.C. Ziraat Bankası Borçka Şubesi müdürü, sanık …’nun şef, sanık … ve …’ün zirai kredilerden sorumlu banka memuru, sanık … ‘nun krediler servisi şef yardımcısı, sanık …’ın ise veznedar olarak görev yaptığı dönemde, 1998-1999-2000 yılları içerisinde görevleri nedeniyle kendilerine tevdi olunan muhafaza veya denetim sorumlulukları altında bulunan bankaya ait parayı, köy muhtarı ve azalarının da aralarında bulunduğu diğer sanıklar tarafından bazı müştekilerin bilgisi dahilinde, bazılarının ise bilgi ve rızaları olmadan kimlik bilgileri kullanılarak ve imzaları taklit edilerek hazırlanan ve onaylanan işletme kredisi tespit formları aracılığıyla tarımsal kredi kullandırıldığı, müştekilerin ya hiç hayvan varlığı olmadığı ya da kredi için yeterli hayvan varlığı bulunmamasına rağmen gerçekle bağdaşmayacak şekilde düzenlenen evraklara dayanarak yaptıkları tarımsal kredi sözleşmelerini gerekçe göstermek suretiyle kredi adı altında uhdelerine para geçirmek suretiyle sübut bulan eylemlerinin dolandırıcılık suçunu değil basit zimmet suçunu oluşturduğu ve Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 06.04.2010 tarih ve 2010/7-38 Esas, 2010/79 sayılı kararında belirtildiği üzere; 5411 sayılı Bankacılık Yasası’nda zimmet suçu yanında sahtecilik suçundan da ayrıca hükmolunacağına ilişkin bir düzenleme bulunmaması karşısında, sanıkların zimmet eylemlerini gerçekleştirirken, sahte belge tanzim etmesi fiillerinin de zimmet suçunun unsuru olarak değerlendirilmesi gerektiği halde suç vasfında yanılgıya düşülerek sanıkların eylemi nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik kabul edilerek haklarında açılan kamu davalarının düşürülmesine karar verilmiş ise de; suçun “basit zimmet” olduğunun kabulü halinde de suç tarihi itibari ile olağanüstü zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan neticesi itibari ile doğru olan hükmün ONANMASINA, 24/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.