Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2018/4336 E. 2021/1777 K. 08.02.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/4336
KARAR NO : 2021/1777
KARAR TARİHİ : 08.02.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Suçtan zarar gören Gümrük İdaresi vekilinin katılma talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş ise de, 5271 sayılı CMK’nun 260. maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören Gümrük İdaresi’nin yokluğunda verilen kararı temyiz hakkı olduğu kabul edilmekle,
I) Gümrük İdaresi vekilinin suça konu eşyalara ve suçta kullanılan nakil araca yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Suça konu eşyalar ve suçta kullanılan nakil aracının müsaderesi hususunda iddianame ile kamu davası açılmadığı gibi bu konuda mahkemece karar verilmediği anlaşılmakla temyiz incelemesine konu bir hüküm bulunmadığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE,
II) Gümrük İdaresi vekilinin ve sanıkların temyiz talebinin incelenmesinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,

Kabule göre de;
1. Sanıklar hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. madde ve fıkrası uyarınca temel cezanın belirlenmesinden sonra 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
2. Ele geçen kaçak sigaraların miktarına göre, temel cezada TCK’nun 61. maddesi uyarınca teşdit uygulanarak alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi ,
3. 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4. Kendisini vekil ile temsil ettiren ve davaya katılma talebinde bulunan Gümrük İdaresi lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücreti tarifesine göre vekalet ücretin ehükmedilerek sanıklardan eşit olarak tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde dilekçe yazım ücretine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, suçtan zarar gören Gümrük İdaresi vekilinin ve sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.