Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2018/19052 E. 2018/14829 K. 26.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/19052
KARAR NO : 2018/14829
KARAR TARİHİ : 26.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere, iade

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Müşteki Gümrük İdaresi vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede;
Açılan kamu davasının niteliğine göre suç tarihinde suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi’nin davaya katılmasına karar verilmesi hukuken geçersiz olup, hükmü temyize hak vermeyeceğinden, müşteki Gümrük İdaresi vekilinin vaki temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 317.maddesi gereğince REDDİNE,
II) Sanık …’ın temyizi üzerine yapılan incelemede;
1. Sanığın adli sicil kaydında bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının kasıtlı suçtan mahkumiyet sayılamayacağı dikkate alındığında, CMK’nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine objektif koşullar bakımından engel hali bulunmayan talimat mahkemesinde alınan savunmasında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden sanığın talimat evrakında KEMT varakası ya da kamu zararını belirten bir belge bulunmadığından kamu zararından haberdar olmadığı anlaşılmakla; dava konusu eşyanın ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler miktarın kamu zararı olduğunun sanığa bildirilmesi ve sonucuna göre, gerektiğinde Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/9. madde ve fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken “suçtan kaynaklanan zararı gidermediği anlaşıldığından sanık hakkında verilen hapis ve adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına” şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2. Güvenlik tedbiri niteliğindeki müsaderenin kazanılmış hak konusu olamayacağı cihetle, kaçak eşyanın naklinde kullanılan aracın fiilen sanığa ait olduğu, araçta zula tabir edilen bölümün bulunduğu, araç ve eşyanın değeri itibarıyla aracın müsaderesinin 5237 sayılı TCK’nun 54/3. maddesi gereğince işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğurmayacağı gibi hakkaniyete de aykırılık oluşturmayacağı gözetilmeden suçta kullanılan nakil aracının müsaderesi yerine yazılı şekilde hükümle birlikte sahibine iadesine karar verilmesi ,
3. TCK’nun 51/7. maddesi gereğince sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi gerektiği halde infazı kısıtlayacak şekilde sanığın denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezanın tamamının infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi,
4. Gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK’nun “52/2.” maddesi yerine, TCK’nun “52.” maddesinin yazılması suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5. 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.