Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2018/16676 E. 2021/5439 K. 26.04.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/16676
KARAR NO : 2021/5439
KARAR TARİHİ : 26.04.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
CMK’nun 176/1. maddesine göre “İddianame, çağrı kâğıdı ile birlikte sanığa tebliğ olunur (…) yine CMK’nun 176/4. maddesi gereğince ”.. çağrı kâğıdının tebliğiyle duruşma günü arasında en az bir hafta süre bulunması gerektiği düzenlenmiş olup, CMK’nun 190/2. maddesi gereğince, 176. maddede belirlenen süreye uyulmamış ise duruşmaya ara verilmesini istemeye hakkı olduğunun sanığa hatırlatılması gerekmesine rağmen iddianame tebliğ edilmeyen sanığın yukarıda belirtilen hükümlere aykırı şekilde savunması alınmak suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
Kabule göre ise;
1.Sanığın eyleminin suç tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/18. maddesinin delaletiyle aynı yasanın 3/5 ve 3/10-son maddeleri kapsamında kaldığı gözetilmeden, gerekçeli kararın “delillerin takdiri ve gerekçe” kısmında ele geçen eşyanın bandrolsüz ve aynı zamanda kaçak olması nedeniyle iki ayrı suçun oluştuğu, bu nedenle TCK’nun 44. maddesi gereğince 5607 sayılı Yasanın 3/5 ve 3/10. maddelerine göre hüküm kurulduğu şeklindeki yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile sanık hakkında uygulama yapılması,
2. Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3. Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK’nun 62/1. maddesi yerine fıkra numarası gösterilmeksizin TCK’nun 62. maddesinin yazılması suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
4. 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53.maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5. Suça konu eşyanın 5607 sayılı Kanunun 13/1. maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK’nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.