Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2018/16321 E. 2018/14275 K. 13.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/16321
KARAR NO : 2018/14275
KARAR TARİHİ : 13.12.2018

4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna muhalefet suçundan sanık …’in, aynı Kanunun 8/4, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 ve 52/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 31/10/2013 tarihli ve 2013/591 Esas, 2013/603 sayılı kararı, 13/09/2011 tarihli eylemi nedeni ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/5, 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 8/4, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 10 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, 18/11/2011 eylemi nedeni ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/5, 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun 8/4, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis ve 20 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14/06/2013 tarihli ve 2012/901 Esas, 2013/889 sayılı kararı, 11/12/2011 tarihli eylemi nedeni ile 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna muhalefet suçundan, aynı Kanunun 8/4, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 ve 52/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 14/12/2011 tarihli eylemi nedeni ile aynı Kanunun 8/4, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62. ve 52/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20/12/2012 tarihli ve 2012/1114 Esas, 2012/1997 sayılı kararı, 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna muhalefet suçundan, aynı Kanunun 8/4, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 ve 52/1. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 31/10/2013 tarihli ve 2013/602 Esas, 2013/606 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı’ndan verilen 24/09/2018 tarihli kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 03/10/2018 tarih ve KYB. 2018-79839 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamlarına ve mahkemelerin kabulüne göre; 14/12/2011 tarihinde, polis tarafından yapılan kontrolde yurda kaçak yollardan getirilmiş, bandrolsüz 48 paket sigaranın sanık tarafından ticari amaçla satıldığı sırada ele geçirildiği ve sanık hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 20/02/2012 tarihli ve 2012/15563
soruşturma, 2012/8428 Esas ve 2012/3039 sayılı iddianamesi ile 5607 ve 4733 sayılı Kanunlar uyarınca cezalandırılması talebi ile kamu davası açıldığı ve henüz 20/02/2012 tarihli iddianame düzenlenmeden 24/12/2011, 22/01/2012, 13/09/2011, 18/11/2011, 11/12/2011 ve 13/01/2012 tarihlerinde sanığın tekrar kaçak sigara sattığının tespit edilmesi sonucu cezalandırılması talebi ile kamu davaları açıldığı ve kararlar verildiği anlaşılmakla, bu kapsamda belirtilen davalara konu eylemlerin benzer nitelikte ve zaman aralığı itibariyle birbirine yakın olduğu cihetle, sanığın tek bir suç işleme kararı doğrultusunda hareket edip etmediğinin, dolayısıyla sanık hakkında zincirleme suça ilişkin 5237 sayılı Kanun’un 43. maddesinin uygulanma kabiliyeti bulunup bulunmadığının tespiti açısından davaların birleştirilerek görülmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde kararlar verilmesinde isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1-Kanun yararına bozma talebinde bulunulan Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14.06.2013 tarih ve 2012/901 E, 2013/889 K sayılı dosyasında; suç tarihi 18.11.2011 olan eyleminden dolayı 25.05.2012 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, aynı dosyada 13.09.2011 suç tarihli eyleminden dolayı ise 16.04.2012 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı ve Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14.06.2013 tarih ve 2012/901 E, 2013/889 K sayılı kararı ile 4733 sayılı Yasanın 8/4, TCK.nun 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 10 gün adli para cezası ve 4733 sayılı Yasanın 8/4, TCK’nun 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 20 gün adli para cezası ile cezalandırıldığı ancak CMK’nun 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu kararın 09.09.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen eylemler, suç tarihleri ve iddianame tarihleri itibariyle incelendiğinde sanık hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanma şartları oluşmakta ise de; kanun yararına bozma talepli Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14.06.2013 tarih ve 2012/901 E, 2013/889 K sayılı kararındaki eylemi nedeniyle verilen itiraz edilmeden kesinleşen 1 yıl 8 ay hapis ve 10 gün adli para cezası ve 1 yıl 8 ay hapis ve 20 gün adli para cezası havi hükümlülüğü ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar bulunmaktadır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları temyiz yasa yoluna tabi olmayıp itiraza tabi kararlardır. CMK’nun 231/8. fıkrası gereğince beş yıl denetim süresi bulunmaktadır. CMK’nun 231/10. fıkrasına göre denetim süresi içinde yeni bir suç işlemeyen sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine karar verilecektir. CMK’nun 231/11. fıkrasına göre ise denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkeme hükmü açıklayacaktır.
Yani hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi halinde geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu
davasının 5271 sayılı CMK’nun 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucu doğurduğundan, bu özelliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır.
Somut olayda mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile birlikte CMK’nun 231/8. madde ve fıkrasına göre “sanığın 5 yıl denetim süresine tabi tutulmasına, herhangi bir yükümlülük yüklenmesine gerek olmadığına” karar verdiğinden, bu hükümler karşısında sanığın beş yıl süre ile denetime tabi tutulup, bu süre içinde kasten yeni bir suç işleyip işlemediğinin de takibi gerekecektir. Beş yıl içinde yeni bir suç işlemediği takdirde hakkındaki kamu davasının düşürülmesine karar verilecektir. Bu uygulama sanığın lehine sonuç doğuracaktır.
Sanık beş yıllık denetim süresi içinde suç işlediği takdirde ise hüküm açıklanacaktır. Hükmün açıklanması ile birlikte sanık hakkındaki kesinleşen ve infaza verilen diğer eylemleri ile birlikte TCK.nun 43. maddesinin uygulanma şartlarının oluşup oluşmadığı temyiz edenlerin sıfatları gözetilerek değerlendirilebilecektir.
CMK’nun 223. maddesi anlamında kesinleşen bir hükmün bulunmaması, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın temyiz yasa yoluna değil, CMK’nun 231/12. madde ve fıkrası uyarınca itiraz yasa yoluna tabi olması ile yukarıda anlatılanlar birlikte değerlendirildiğinde, Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 14.06.2013 tarih ve 2012/901 E, 2013/889 K sayılı dosyası yönünden Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden CMUK.nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına kararın bozulmasına dair talebinin REDDİNE,
2-Sanık … hakkında suç tarihi 11.12.2011 olan eyleminden dolayı 24.05.2012 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, aynı dosyada suç tarihi 14.12.2011 olan eyleminden dolayı ise 20.02.2012 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı ve Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20.12.2012 tarih ve 2012/1114 E, 2012/1997 K sayılı kararı ile iki defa 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi gereğince neticeten 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı, temyiz edilmemesi üzerine bu kararın kesinleştiği; kanun yararına bozma talebinde bulunulan diğer dosyada ise; suç tarihi 22.01.2012 olan eyleminden dolayı 11.12.2012 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı ve Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 31.10.2013 tarih ve 2013/602 E, 2013/606 K sayılı kararı ile 4733 sayılı Yasanın 8/4, TCK’nun 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı, temyiz edilmemesi üzerine bu kararın kesinleştiği; kanun yararına bozma talebinde bulunulan diğer dosyada ise; suç tarihi 13.01.2012 olan eyleminden dolayı 11.12.2012 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı ve Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 31.10.2013 tarih ve 2013/591 E, 2013/603 K sayılı kararı ile 4733 sayılı Yasanın 8/4, TCK’nun 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırıldığı, temyiz edilmemesi üzerine bu kararın kesinleştiği;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Kanun Yararına Bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 20.12.2012 tarih ve 2012/1114 E, 2012/1997 K sayılı kararı ve Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 31.10.2013 tarih ve 2013/602 E, 2013/606 K sayılı kararı, Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 31.10.2013 tarih ve 2013/591 E, 2013/603 K sayılı kararının dosyalarının TCK’nun 43. maddesine göre zincirleme suç unsurlarının değerlendirilmesi yönünden CMK’nun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 13/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.