Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2018/14786 E. 2021/4820 K. 29.03.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/14786
KARAR NO : 2021/4820
KARAR TARİHİ : 29.03.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Kaçağa konu eşyanın, gümrük kapısından veya sınırdan yurda sokulmak istenirken ya da hemen sonrasında veya bu eylemlerin kesintiye uğramadan devamı sırasında yakalanması halinde, eylemin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3/1. maddesi kapsamında kalacağı, sanığın eylemine göre 5271 sayılı CMK’nun 260/1. maddesi gereğince katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunan Gümrük İdaresinin hükmü temyize hakkı bulunduğu gözetilerek kurum vekili ile sanığın temyiz istemleri yönünden yapılan incelemede;
1-Suç vasfına göre, suçtan doğrudan zarar gören Gümrük İdaresinin 5271 sayılı CMK’nun 234/1-b/1. maddesi uyarınca davadan haberdar edilip duruşma günü bildirilmeden, yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulması,
2- Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden gelen sanığın hava limanından çıktıktan sonra durdurularak bagajında yapılan aramada 200 paket kaçak tütün ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın savunmalarında içmek için aldığını beyan etmesi ve bagajında arama yapılmasına dayanak teşkil eden mahkemece verilmiş usulüne uygun bir arama kararı olmadığı gibi, gecikmesinde sakınca olduğu gerekçesiyle Cumhuriyet Savcısı tarafından da verilmiş bir yazılı arama izni ya da Cumhuriyet Savcısına ulaşılamaması nedeniyle kolluk amirince verilmiş yazılı arama emri de bulunmaması karşısında, suçu işlediği yönünde kabulü de bulunmayan sanık hakkında hukuka aykırı arama sonucu ele geçen eşyanın yasak delil niteliğinde olduğu, Anayasa’nın 38/2., 5271 sayılı CMK’nun 206/2-a, 217/2, 230/1. madde ve fıkralarına göre, hukuka aykırı surette elde edilen delillere dayanılarak mahkumiyet hükmü kurulamayacağı gözetilerek sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule görede;
1- Sanığın eyleminin 5607 sayılı Yasanın 3/1. maddesi kapsamında kaldığı halde sanık hakkında 4733 sayılı Yasa uyarınca mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3- Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK’nun 62/1. maddesi yerine TCK’nun 62. maddesinin; gün adli para cezasının uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK’nun 52/2 maddesi yerine TCK’nun 52. maddesinin yazılması suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
4- Ele geçen kaçak eşyanın, 5607 sayılı Kanunun 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK’nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken TCK’nun 54. maddesi gereğince yazılı şekilde hüküm tesisi,
5. Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun davaya katılan olarak kabul edilip lehine vekalet ücretine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, suçtan zarar gören Gümrük İdaresi vekili ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/03/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.