YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/1269
KARAR NO : 2020/19746
KARAR TARİHİ : 24.12.2020
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanığın gıyabında verilen kararın 07/01/2015 ve 18/02/2015 tarihlerinde savunmasında bildirdiği en son adresine aynı zamanda mernis adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, yapılan tebligatta tebligat parçasının kapıya yapıştırılmadığı bu haliyle tebligatın usulüne uygun yapılmadığı gözetilerek sanık müdafiinin temyiz süresinin öğrenme ile başladığı kabul edilerek yapılan incelemede;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin ele geçen sigaralar yönünden 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi ve makaronlar yönünden 5607 sayılı Yasa’nın 3/5. maddesi kapsamında kaldığı ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamı içine alındığı, böylece TCK nun 44. maddesi gereği, işlediği fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi bunlardan en ağır olan cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır” hükmü gereği ağır olan cezayı gerektiren 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi gereğince cezalandırılacağı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/18. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 4733 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. son maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242
sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre ;
1. Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih ve 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 19.06.2012, iddianame düzenleme tarihinin 17.06.2014 olduğu,
Aynı gün incelenen Dairemizin 2019/973 Esas sırasında kayıtlı olan Şanlıurfa 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/210 Esas, 2013/1032 Karar sayılı dosyada suç tarihinin 27.08.2012, iddianame düzenlenme tarihinin ise 13.02.2013 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2. Sanığın eylemi yönünden 4733 sayılı Kanunun 8/4. maddesinden hüküm kurulurken takdiren asgari hadden ceza tayini denilmesine rağmen asgari hadden uzaklaşmak suretiyle 3 yıl hapis ve 1000 gün adli para cezasına hükmedilerek hükümde çelişki yaratılması,
3. Ele geçen kaçak makaronlar yönünden suçtan doğrudan zarar gören ve CMK’nun 234. maddesi uyarınca davaya katılma hakkı bulunan Gümrük İdaresi davadan haberdar edilmeden ve davaya katılma imkanı sağlanmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 24/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.