Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2018/10572 E. 2020/19809 K. 21.12.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/10572
KARAR NO : 2020/19809
KARAR TARİHİ : 21.12.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- 19.11.2014 suç tarihli eylem bakımından kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre;
Sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. maddesi uyarınca temel ceza belirlendikten sonra, aynı Yasanın 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması, yine 3/22. fıkrasının da uygulama şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
II- 05.04.2011, 22.10.2011, 29.11.2011, 05.12.2011, 06.01.2012 ve 28.10.2011 suç tarihli eylemler bakımından kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eylemlerinin 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 4733 sayılı Yasanın 8/4.
maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/18. maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 4733 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi delaletiyle anılan yasanın 3/5. maddesi uyarınca temel ceza belirlendikten sonra 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması ve yine aynı Yasanın 3/22. ile 5/2. maddelerinin de uygulama şartlarının oluşup oluşmadığının somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-İncelemeye konu Bakırköy 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/592 Esas sayılı bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 22.10.2011, iddianame düzenleme tarihinin ise 22.02.2012 olduğu, aynı mahkemenin bu dosyayla birleştirilen 2015/593 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 29.11.2011, iddianame düzenleme tarihinin ise 25.04.2012 olduğu, yine aynı mahkemenin birleştirilen 2015/594 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 05.12.2011, iddianame düzenleme tarihinin ise 11.06.2012 olduğu ve yine birleştirilen Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/219 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 05.04.2011, iddianame düzenleme tarihinin ise 24.03.2015 olduğu,
İncelemeye konu dosya içine alınan ; Dairemizin 2013/22891 Esas numarasında kayıtlı ve 19.11.2014 tarihinde düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşen (Bakırköy 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/961 esas 2012/1777 karar sayılı) dava dosyasında suç tarihinin 06.01.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 25.04.2012 olduğu, yine Dairemizin 2013/22478 Esas numarasında kayıtlı ve 06.11.2014 tarihinde düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleşen (Bakırköy 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/953 esas 2012/1779 karar sayılı) dava dosyasında suç tarihinin 28.10.2011, iddianame düzenleme tarihinin ise 25.04.2012 olduğu,
Bahse konu bu suçlar açısından iddianame ile hukuki kesinti bulunmadığı gibi, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas- 2014/171 Karar sayılı 16.05.2017 tarih ve 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı ilamlarında belirtildiği şekilde, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme tarih aralıkları, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirildiğinde sanık hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, birleşen Bakırköy 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/219 Esas 2012/1779 karar sayılı, 05.04.2011 suç tarihli eylem yönüyle sanık hakkında tek hüküm kurulması,
3-Sanık hakkında zincirleme suçtan hüküm kurularak netice ceza belirlendikten sonra kesinleşen Bakırköy 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/961 Esas 2012/1777 sayılı Kararı ile verilen 1 yıl 8 ay hapis cezası ve 100 TL adli para cezasının 19.11.2014 tarihinde kesinleştiği, aynı mahkemenin 2012/953 Esas 2012/1779 sayılı Kararı ile verilen 1 yıl 8 ay hapis cezası ve 500 TL adli para cezasınında 06.11.2014 tarihinde kesinleştiği nazara alınarak, kesinleşen birden fazla dosya olduğundan 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna başvurulması için ihbarda bulunulması, ardından kesinleşen dosyaların kanun yararına bozulması halinde bu dosyaların da birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
4-Sanık hakkında TCK’nun 43.maddesi kapsamında değerlendirilen kesinleşen cezanın mahsubu ile yetinilmesi gerekirken netice cezadan düşürülmesi suretiyle hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.