Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2017/6490 E. 2020/6436 K. 01.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/6490
KARAR NO : 2020/6436
KARAR TARİHİ : 01.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5015 ve 5607 sayılı Kanunlara muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Sanık …’in hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet iddiası ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, 03.03.2010 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın TAPDK’na tebliğ edilmeden 29.04.2010 tarihinde kesinleştirildiği, akabinde sanığın 31.03.2011 tarihinde işlediği kaçakçılık suçu nedeniyle sanık hakkında verilen önceki hükmün açıklanmasına karar verilerek temyize konu hükmün kurulduğu,
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği nazara alındığında, sanığın eyleminin 4733 sayılı Yasaya muhalefet suçunu oluşturduğu, bu suçtan doğrudan zarar görenin ise TAPDK olduğu, bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 03.03.2010 tarihli hükme yönelik TAPDK’nun itiraz hakkının bulunduğu, ancak söz konusu karar anılan kuruma tebliğ edilmediği için henüz kesinleşmediği ve sanık hakkındaki denetim süresi başlamadığı halde, denetim süresinde suç işlendiğinden bahisle yeni esasa kaydedilen dosyada sanık hakkında verilen önceki hükmün açıklanmasına karar verilerek yazılı şekilde hüküm tesisi mümkün değil ise de;
Zamanaşımını kesen son işlemin sanığın mahkemede savunmasının alındığı 03.03.2010 tarihi olduğu, savunmasının alınmasından sonra zamanaşımını kesen herhangi bir işlem olmadığı temyiz inceleme gününde 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e ve 66/2. maddelerinde öngörülen 8 yıllık asli zamanaşımı süresi tamamlanmış olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e, 66/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, ele geçen kaçak sigaraların 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaletiyle TCK’nun 54/4. maddesi gereğince MÜSADERESİNE,
II) Sanık …’in hakkında 5015 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Kanun ile 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/11 maddesi ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın ilgili hükümlerinin (5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2 maddeleri) somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.