Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2017/6280 E. 2020/6485 K. 01.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/6280
KARAR NO : 2020/6485
KARAR TARİHİ : 01.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5015 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu vekilinin temyizine yönelik yapılan incelemede;
Dava konusu eşyanın, gümrük kapısından veya sınırdan yurda sokulmak istenirken ya da hemen sonrasında veya bu eylemlerin kesintiye uğramadan devamı sırasında yakalanması halinde, eylemin 5607 sayılı Yasa kapsamında kalacağı gözetilerek eylemin vasfına göre suçtan doğrudan zarar görmeyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığı gibi katılmasına karar verilmesi de hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II) Sanık …’nin temyizine yönelik yapılan incelemede ise;
Sanık hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde, 10.03.2011 tarihinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, dava konusu eşyanın, gümrük kapısından veya sınırdan yurda sokulmak istenirken ya da hemen sonrasında veya bu eylemlerin kesintiye uğramadan devamı sırasında yakalanması halinde, eylemin 5607 sayılı Yasa kapsamında kalacağı, buna göre sanığın gümrük kapısı dışında sınırdan eşya geçirmesi ve davaya konu akaryakıtın ele geçirilmesi karşısında; sanığa atılı eylemin 5607 sayılı Yasanın 3/1. maddesinde düzenlenen suçu oluşturacağı cihetle suçtan zarar gören ve katılma hakkı bulunan Gümrük İdaresi’nin aşamalardan haberdar olmadığı, Gümrük İdaresi vekiline tebliğ edilmeden 15.08.2012 tarihinde hükmün kesinleştirildiği,10.03.2011 tarihli hükme yönelik Gümrük İdaresi’nin itiraz hakkı bulunduğundan anılan kuruma tebliğ edilmeyen hükmün henüz kesinleşmediği ve bu haliyle mahkemece hükmün açıklanmasına dair 23.12.2014 tarihli kararın hukuki değerden yoksun olduğu, zamanaşımını kesen en son işlemin sanığın mahkemece savunmasının alındığı 01.04.2010 tarihi olduğu anlaşılmakla yapılan incelemede,
Zamanaşımını kesen son işlem olan sanığın savunmasının alındığı 01.04.2010 tarihinden sonra zamanaşımını kesen başkaca bir işlem yapılmadığından temyiz inceleme gününde 5237 sayılı TCK’nun 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli zamanaşımı süresi tamamlanmış olmakla sanığın temyiz itirazları yerinde görülerek hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, dava konusu kaçak eşyanın 5607 sayılı Kanunun 13/1. maddesi yollamasıyla TCK’nun 54/4. maddesi uyarınca MÜSADERESİNE, suçta kullanılan nakil vasıtası atın sahibine iadesine 01.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.