Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2017/12784 E. 2020/10178 K. 24.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/12784
KARAR NO : 2020/10178
KARAR TARİHİ : 24.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre ise;
1. Sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. maddesi uyarınca temel ceza belirlendikten sonra aynı Yasanın 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
2. Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 07/09/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 16/09/2014 olduğu,Aynı gün incelenen Dairemizin 2017/10043 Esas sırasında kayıtlı olan Sivas 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/475 Esas, 2015/99 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 04/09/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 22/10/2014 olduğu,
Aynı gün incelenen Dairemizin 2017/9960 Esas sırasında kayıtlı olan Sivas 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/468 Esas, 2015/98 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 22/07/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 21/10/2014 olduğu,
Aynı gün incelenen Dairemizin 2017/11652 Esas sırasında kayıtlı olan Sivas 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/473 Esas, 2015/78 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 02/09/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 21/10/2014 olduğu,
Aynı gün incelenen Dairemizin 2017/13269 Esas sırasında kayıtlı olan Sivas 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/390 Esas, 2015/242 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 13/07/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 19/09/2014 olduğu,
Sanığın Yargıtay 19.Ceza Dairesi 2019/21575 Esas sayılı dosyasında (Sivas 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/400 Esas, 2015/243 Karar sayılı dosyasına ilişkin) suç tarihinin 04/05/2014, iddianame düzenlenme tarihinin 15/09/2014 olduğu,
UYAP’tan yapılan kontrolde halen derdest olan Sivas 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/182 Esas sırasında kayıtlı dosyasında sanığa atılı eylem ile ilgili olarak suç tarihinin 04/09/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 21/04/2015 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından anılan dosyanın incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 24/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.