Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2017/12740 E. 2020/10160 K. 24.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/12740
KARAR NO : 2020/10160
KARAR TARİHİ : 24.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya aykırılık
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre ise;
1. Sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. maddesi uyarınca temel ceza belirlendikten sonra aynı Yasanın 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
2. Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 22/09/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 15/12/2014 olduğu,
Aynı gün incelenen Dairemizin 2018/1071 Esas sırasında kayıtlı olan Gölcük 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/439 Esas, 2015/173 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 24/09/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 26/10/2014 olduğu,
Aynı gün incelenen Dairemizin 2017/12742 Esas sırasında kayıtlı olan Gölcük 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/555 Esas, 2015/144 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 17/09/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 11/12/2014 olduğu,
Sanığın Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2019/30857 Esas sayılı dosyasında (Gölcük 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/513 Esas, 2015/359 Karar sayılı dosyasına ilişkin) suç tarihinin 05/06/2014, iddianame düzenlenme tarihinin 01/12/2014 olduğu,
Sanığın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında bulunan Gölcük 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/547 Esas, 2016/117 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 26/08/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 17/12/2011 olduğu,
UYAP’tan yapılan sorgulamada derdest olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesi’nin 2018/4371 Esas sırasında kayıtlı dosyasında sanığa atılı eylem ile ilgili olarak suç tarihinin 26/08/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 19/12/2014 olduğu,
UYAP’tan yapılan sorgulamada derdest olan Gölcük 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/563 Esas, 2015/381 karar sayılı dosyasında sanığa atılı eylem ile ilgili olarak suç tarihinin 11/08/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 17/12/2014 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK’nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından anılan dosyanın incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan … İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, 24/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.