Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2017/12709 E. 2020/10445 K. 29.06.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2017/12709
KARAR NO : 2020/10445
KARAR TARİHİ : 29.06.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Beraat, müsadere

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Olay tutanağına göre sanığın muavin olarak bulunduğunu söylediği otobüste yapılan aramada sanığa ait 220 paket kaçak sigaranın ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda; sanığın soruşturma aşamasındaki beyanında dava konusu sigaraları içmek amacıyla aldığını beyan etmiş ise de; dava konusu eşyanın miktar itibarıyla kişisel kullanım sınırının üstünde, ticari miktar ve mahiyette olduğunun anlaşılması karşısında; tüm dosya kapsamına göre sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine suçtan kurtulmaya yönelik savunmasına itibar edilerek yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
Kabule göre ise;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen “Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.” şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK’nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnalarından biri olarak öngörülen ve ancak derhal beraat kararı verilebilecek hallerle sınırlı olarak uygulama yeri bulunan 5271 sayılı CMK’nun 193. maddesinin söz konusu olayda uygulamasının mümkün bulunmadığı nazara alınıp, sanığın savunması alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, katılan … İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.