Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2016/7629 E. 2018/14369 K. 11.12.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2016/7629
KARAR NO : 2018/14369
KARAR TARİHİ : 11.12.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Beraat

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanıklar … ve …’in …Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. ünvanlı firmanın yetkilisi, sanık …’ın ise gümrük müşaviri olduğu, 13.05.2009/EX198365 sayılı ve 16.05.2009/EX205613 sayılı ihracat beyannamelerini düzenlendiği, yükümlüsünce 21.11.2011 dilekçe ile sistemde açık görünen 13.05.2009 tarihli beyannamenin iptali için istemde bulunulması üzerine Gümrük İdaresi tarafından yapılan incelemede bu ihracat beyannamesinin kırmızı hatta işlem görmek üzere yönlendirildiği, ancak eşyaların muayeneye sevk edilmediğinin belirlenmesi üzerine soruşturma başlatıldığı ve yapılan soruşturma sonucunda ihracat beyannamesi kırmızı hatta fiziki muayeneye sevkedildiği, teslim alınmış statüde gözüktüğü ancak eşyaların muayeneye sunulmadığı ve 16.05.2009 tarihli beyanname ile aynı eşyanın ihracatının sarı hat kriterinden gerçekleştirildiği anlaşılmakla sanıklar hakkında kamu davası açılmıştır.
13.05.2009 tarihli ve EX198365 sayılı ihracat beyannamesinin kırmızı hatta düştüğü ve 4458 sayılı Gümrük Kanunun 64. maddesinde beyannamenin iptali konusunda “Madde 64-1. Gümrük İdareleri, beyan sahibinin talebi üzerine ve eşyanın yanlışlıkla beyanname konusu gümrük rejimine tabi tutulmasına veya beyan edildiği rejime tabi tutulmasının özel nedenlerle artık mümkün olmadığına ilişkin kanıtlayıcı belgeleri ibraz etmesi halinde, tescil edilmiş bir beyannameyi iptal ederek gerektiğinde yeni bir rejim beyanında bulunulmasına izin verebilirler.
Ancak, Gümrük İdarelerince beyan sahibine eşyanın muayene edileceğinin bildirilmiş olduğu hallerde, muayenenin sonucu alınmadan beyannamenin iptaline ilişkin talep kabul edilmez.
Beyannamenin iptali, yürürlükteki cezai hükümlerin uygulanmasına engel oluşturmaz.” ve keza “Gümrük Yönetmeliğinin 121/2. maddesi gereğince “Eşyanın teslimine kadar; a) Eşyanın muayenesi için bilgisayar sistemi tarafından beyanın kontrolü türünün kırmızı hat olarak belirlenmesinden, b) Beyan edilen eşyaya ilişkin bilgilerin yanlış olduğunun tespit edilmesinden, önce beyannamede düzeltme yapılmasına izin verilir ve herhangi bir cezai işlem uygulanmaz.” hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; Gümrük eşyasının muayene edileceğinin idarece beyan sahibine bildirilmesi halinde bu beyannamenin iptalinin talep edilemeyeceği, eşyanın kontrol türünün bilgisayar sistemi tarafından kırmızı hat olarak belirlenmesi halinde bu eşyanın fiziki muayenesinin zorunlu olduğu, eşyanın kontrol türünün kırmızı hat olarak belirtilmesi halinin beyan sahibine eşyanın fiziki olarak muayene edileceğinin bildirilmesi anlamına geldiği, böyle bir durumda muayene sonucu alınmadan beyannamenin iptaline ilişkin talebin kabul edilemeyeceği, beyannamenin iptalinin cezai hükümlerin uygulanmasına engel olmayacağı sonucuna varılmaktadır.
Somut olay ve bu hükümler değerlendirildiğinde; eşyanın kırmızı hatta düşmesi üzerine Gümrük İdaresi’nin sanıklara muayene için hazır bulundurmaları ihtarı yapma yükümlülüğü olmadığı, eşyanın muayene için hazır edilmesi gerektiği ve eşyaların onay işlemine rağmen gümrükte baştan itibaren hazır bulundurulmadığı, eşyaların gümrüğe getirilmediği, sanıkların yaptıkları iş gereği bu hususu bilecek durumda oldukları, buna karşılık sanıkların, eşyanın kırmızı hatta düştüğünü bildikleri halde yeniden ihracat beyannamesi sunarak eşyayı sarı hat kriteri üzerinden fiziki muayenesi yapılmaksızın ihracatı gerçekleştirmiş gibi gösterdikleri, bu işlemden sonra ise yasal olarak mümkün olmadığı halde 13.05.2009 tarihli beyannamenin iptali talebinde bulundukları, bu suretle sanıkların, eşyanın fiziki muayenesine engel oldukları, bu suretle olmayan eşyayı ihraç etmeye teşebbüs ettikleri; sanıklar 13.05.2009 tarihli beyannamenin 1. kalemindeki eşyanın 1000 rejimde olması gerekirken sehven 3151 rejim olarak beyan edildiği ve bu yanlışlığın beyanname üzerinde düzeltilme imkanı olmadığından yeni beyanname düzenlenerek eşyanın ihracatını gerçekleştirdiklerini beyan etmiş iseler de bu aşamadan sonra beyannamenin iptalinin mümkün olmadığı ve bu suretle sanıkların, olayın başından beri ihraç edilmemiş bir eşyayı ihraç edilmiş gibi göstererek haksız çıkar sağlama kastıyla hareket ettiklerinin kabulü gerektiği, sanıkların beyanname düzenleyerek idareye vermeleri ve beyannamenin tescili, atılı suçun icra hareketini oluşturduğu,
Ancak atılı kaçakçılık suçunun tamamlanması için öngörülen haksız çıkar elde edilemediği için eylem teşebbüs aşamasında kaldığı 5607 sayılı Kanunun suç tarihinde yürürlükte bulunan 3. maddenin (18) fıkrasına göre: “Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiiller, teşebbüs aşamasında kalmış olsa bile, tamamlanmış suç gibi cezalandırılır.” hükmü gereğince sanıkların olaydaki fonksiyonlarına göre hukuki durumlarının değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 11.12.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.