Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2015/5904 E. 2015/23058 K. 10.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/5904
KARAR NO : 2015/23058
KARAR TARİHİ : 10.12.2015

Tebliğname No : 7 – 2015/65048
MAHKEMESİ : Patnos Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 06/01/2012
NUMARASI : 2011/293 (E) ve 2012/5 (K)
SUÇ : 4733 sayılı Yasaya aykırılık

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Sanık O.. K..’nın temyiz isteminin incelenmesinde;
1) Sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının taksitle tahsiline karar verilirken 5237 sayılı TCK’nin 52/4 maddesi hükmüne aykırı olarak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde taksit aralığının karar yerinde gösterilmemesi,
2) 24.11.2015 günlü 29542 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
3) TCK’nın 53.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, mahkum olduğu kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında anılan maddenin l.fıkrasının (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmasına yer olmadığına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nın 322.maddesi uyarınca, hükmün taksitlendirmeye ilişkin 1-f numaralı bendinde yer alan “24 eşit taksitte” ifadesinden önce gelmek üzere “birer ay ara ile” ibaresinin eklenmesi, hükümden TCK.nın 53.maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılması, yerine “24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E. , 2015/85 K. sayılı kararındaki iptal edilen hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK’nın 53/1-2-3 madde fıkralarının (“e” bendi dışında) tatbikine,” ifadesinin eklenmesi ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık C.. Y..’in temyiz isteminin incelenmesinde ise ;
UYAP ortamından yapılan araştırmada; Dairemizin 2013/19460 Esas numarasına kayıtlı olup sanık C.. Y.. yönünden temyiz incelemesinden geçmeden kesinleştiği anlaşılan Patnos Asliye Ceza Mahkemesinin 18.04.2012 tarih 2011/402 E- 2012/186 K sayılı dosyası ile Dairemizin 2014/14796 Esas numarasına kayıtlı (Erciş Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/747 E- 2012/150 K.) dosyasındaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek, Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.04.2014 tarih 2013/7-591 Esas-2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işlendikleri yer ve işlenme zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özelliklerin birlikte değerlendirilmesiyle eylemin TCK.nun 43.maddesi kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi için eldeki dosya ile derdest olan dosyaların birleştirilmesi, kesinleşen dosyaların ise getirtilip incelenerek ilgili belge örneklerinin dosya arasına konulmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün sair yönleri incelenmeksizin 5320 sayılı Yasa’nın 8/l.maddesi gereğince yürürlükte, bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.12.2015 günü sanık O.. K.. yönüyle oyçokluğuyla diğeri için oybirliğiyle karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Sanık O.. K..’nın mesnet suçu işlediğine, diğer sanığın eylemine iştirak ittiğine dair mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, tebliğname doğrultusunda bozulması gerektiği düşüncesi ile bu konudaki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
AHMET KİRİŞ