Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2015/25812 E. 2015/23235 K. 16.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/25812
KARAR NO : 2015/23235
KARAR TARİHİ : 16.12.2015

Tebliğname No : KYB – 2015/344960

Kaçakçılığa konu eşyayı bu özelliğini bilerek ticari amaçla satmak suçundan sanık F.. İ..’nin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 6455 sayılı Kanun ile değişik 3/18, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 62 ve 50/1-a maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis ve 5.000,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmasına dair Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/06/2014 tarihli ve 2013/1165 Esas, 2014/765 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığından verilen 12.10.2015 gün ve 65164 sayılı kanun yararına bozma istemini içeren dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.10.2015 gün ve KYB. 2015-344960 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1-11/04/2013 tarihli ve 28615 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Gümrük Kanunu İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 54. maddesi ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinin değiştirilmiş olması karşısında, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 98. maddesi gereğince sanığın hukukî durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2-Sanığın eylemi yönünden 5607 sayılı Kanun’un 3/18. maddesinin uygulanmasının daha lehe olacağı kabul edilerek, anılan madde gereğince hüküm kurulmuş ise de, anılan Kanun’un 3/18. maddesinde, “üç yıldan altı yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para” cezası düzenlenmiş olmasına rağmen 4733 sayılı Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 8/4. maddesinde, “üç yıldan beş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adlî para cezası” düzenlendiği, bu nedenle 4733 sayılı Kanun hükümlerinin sanığın daha lehine olacağının dikkate alınmamasında, isabet görülmemiş ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozmaya atfen ihbar olunmuş bulunmakla Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriğinde belirtilen 1 numaralı görüş yönünden;
5607 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde değişiklik öngören 6455 sayılı Yasa’nın 54. maddesinin yürürlük tarihinin 11.04.2013, sanığın üzerine atılı eyleme 6455 sayılı Yasa’nın 54. maddesi ile değişik 5607 sayılı Yasa’nın 3/18. maddesi uygulanmak suretiyle tesis edilen mahkumiyet hükmü tarihinin ise 13.06.2014 olması karşısında, yerinde görülmeyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma isteminin bu yönüyle REDDİNE,
II-Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriğinde belirtilen 2 numaralı suç tarihinde yürürlükte bulunan ve sanık lehine olan 4733 sayılı Yasa’nın 8/4. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin görüş yönünden ise;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği bu yönüyle yerinde görüldüğünden, Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 13.06.2014 gün ve 2013/1165 Esas, 2014/765 Karar sayılı kararının CMK’nun 309 maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yapılmasına, 16/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.