Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2015/19644 E. 2015/23438 K. 16.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/19644
KARAR NO : 2015/23438
KARAR TARİHİ : 16.12.2015

Tebliğname No : 7 – 2015/294927 – 2012/204966
MAHKEMESİ : Saray(Van) Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 22/05/2012
NUMARASI : 2012/13 (E) ve 2012/41 (K)
SUÇ : 5015 sayılı Yasaya Muhalefet

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
A)Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu vekilinin temyizine göre yapılan incelenmede;
Sanığın eyleminin suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliği itibariyle 5607 sayılı Yasa kapsamında kaldığı cihetle, suçtan doğrudan zarar görmeyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun davaya katılma ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, E.. E.. vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
B)Sanığın ve CMK 260. Maddesine Gereğince Hükmü Temyiz Yetkisi bulunan, suçtan doğrudan Gümrük İdaresi vekilinin temyizine göre yapılan incelenmede;
Kaçağa konu eşyanın, gümrük kapısından veya sınırdan yurda sokulmak istenirken ya da hemen sonrasında veya bu eylemlerin kesintiye uğramadan devamı sırasında yakalanması halinde, eylemin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasası kapsamında kalacağı gözetilerek;
Sanığın, İran ülkesinden Türkiye’ye gümrük kapısından giriş yaptıktan kısa bir süre sonra, kendisinin kullandığı araçla getirdiği kaçak eşyalarla ….. – …. köyü yolunda yakalandığı olayda, sanığa isnat edilen eylemin 5607 sayılı Yasa’nın 3/1 maddesine muhalefet suçunu oluşturacağı göetilmeden yazılı şekilde 5015 sayılı Yasa’nın ek 5/1.maddesine muhalefet suçundan cezalandırılmalarına karar verilmesi,
Kabule Göre de;
1)Karar başlığında suç tarihinin “11.01.2012” yerine “12.01.2012” olarak gösterilmesi,
2) Suçtan doğrudan zarar gören Gümrük İdaresinin 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Yasasının 234/1-b/1. maddesi uyarınca davadan haberdar edilip duruşma günü bildirilmeden yokluğunda yargılamaya devamla hüküm kurulması,
3)E.. E.. suçtan doğrudan zarar görmediği halde katılmasına karar verilip, lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
4) Mahkemece 15/05/2012 tarihli oturum sonucunda duruşmanın 19/06/2012 tarihine bırakılmasına karar verildiği halde, sanığın başvurusu üzerine katılan vekiline haber verilmeksizin ve yokluğunda 22/05/2012 tarihinde açılan celse sonunda hüküm kurulması,
5) 24.11.2015 günlü 29542 mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması ve uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında kendi altsoyu dışındakiler yönünden TCK.nun 53/1.c maddesinin hapis cezasının infazına kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
6)Nakil aracının kasko, piyasa değeri ile dava konusu eşyaların değerinin tespiti yapılıp 5237 sayılı TCK.nın 54. maddesinde yer alan hakkaniyet ölçüsü de tartışılarak sonucuna göre 5607 sayılı Yasanın 13 ve TCK.nun 54.maddeleri gereği nakil aracının müsaderesi ya da iadesi yönünde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde 5607 sayılı Yasa’nın 13. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi,
7)Davaya konu kaçak petrolün Saray Sulh Ceza Mahkemesinin 16/01/2012 tarih ve 2012/14 değişik iş sayılı kararı ile tasfiyesine karar verildiğinin anlaşılması karşısında, petrol tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin hazine adına irad kaydına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, Gümrük İdaresi vekillerinin ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16/12/2015 günü oybirliğiyle karar verildi.