Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2015/19060 E. 2019/33402 K. 17.06.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/19060
KARAR NO : 2019/33402
KARAR TARİHİ : 17.06.2019

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1. Ele geçen eşyanın niteliğine ve suç tarihine göre, sanığın 5752 sayılı Yasa ile değişik 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmemesi,
2. Ele geçirilen kaçak eşyanın miktarına göre, hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezada da TCK’nun 61. maddesi uyarınca teşdit uygulanarak alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3. Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 08.04.2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 28.07.2009, iddianame düzenleme tarihinin ise 07.08.2009 olduğu,
Aynı gün incelemesi yapılan Dairemizin 2018/13058 Esas numarasında kayıtlı Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/149 E. – 2013/51 K. sayılı dosyasında sanığa atılı eylem ile ilgili olarak suç tarihinin 01/08/2009, iddianame düzenleme tarihinin ise 19/01/2010 olduğu,
Sanığın eylemlerinin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, anılan dosyanın incelenip, gerektiğinde birleştirilerek sanığın bu eylemi bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemediği ve haklarında TCK’nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
4. 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi,
5. Suç konusu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaletiyle 5237 sayılı TCK’nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
6. Suçtan zarar görmeyen ve davaya katılma hakkı olmayan Gümrük İdaresi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarında kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 17.06.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.