Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2015/16489 E. 2015/22657 K. 02.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16489
KARAR NO : 2015/22657
KARAR TARİHİ : 02.12.2015

Tebliğname No : 7 – 2013/376475
MAHKEMESİ : Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2013/339 (E) ve 2013/349 (K)
SUÇ : 5411 sayılı kanuna aykırılık ve hırsızlık

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Sanık hakkında zimmet suçundan kurulan hükme ilişkin olarak;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,
1- Temel gün adli para cezası tayin edilip, artırım ve indirim nedenleri uygulandıktan sonra TCK’nun 52/2. maddesi uyarınca gün adli para cezasının paraya çevrilmesi gerektiği kuralının gözetilmemesi,
2- Sanığın nitelikli zimmet suçundan cezalandırılması halinde, adli para cezasının tayini yönünden 5411 sayılı Yasa’nın 160/2. maddesinde yer alan “hükmolunacak adli para cezası miktarının bankanın uğradığı zararın üç katından az olamayacağına” ilişkin düzenleme uyarınca, üç kat uygulamasında nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilen eylemler nedeniyle oluşan ve tazmin edilmeyen toplam zarar miktarının dikkate alınacağı ve bu nitelikte bir zararın bulunmaması halinde ise sadece gün adli para cezası tayin edilerek anılan maddedeki üç kat uygulamasının yapılamayacağı, somut olayda zimmet suçu yönünden tazmin edilmeyen zararın bulunmadığı hususları gözetilerek hüküm oluşturulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- 5411 sayılı Yasa’nın 160/4. maddesi uygulanırken indirim oranının 2/3 yerine, maddi yazım hatası sonucu 3/2 olarak gösterilmesi
Yasaya aykırı;
4- TCK’nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E. – 2015/85 K. sayılı kararı göz önünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerekmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca;
1- Sanık hakkında zimmet suçundan kurulan hükmün; TCK’nun 52/2. maddesinin uygulanmasına ilişkin 3 numaralı, 5411 sayılı Yasa’nın 160/2-2. cümle maddesinin uygulanmasına ilişkin 4 numaralı fıkralarının çıkartılması, sanık hakkında 5411 sayılı Yasa’nın 160/4. maddesinin uygulanmasına ilişkin hükmün 5 numaralı fıkrasında yer alan “3/2” ibaresinin çıkartılması, bunun
yerine “2/3” ibaresinin yazılması, aynı fıkrada yer alan “19.208 TL” ibaresinin çıkartılması, bunun yerine “416 gün” ibaresinin yazılması, sanık hakkında TCK’nun 62/1. maddesinin uygulanmasına ilişkin hükmün 6 numaralı fıkrasında yer alan “neticeten” ibaresinin çıkartılması, aynı fıkrada yer alan “16.007 TL” ibaresinin çıkartılması, bunun yerine “346 gün” ibaresinin yazılması, hükmün 7 numaralı fıkrasından sonra gelmek üzere “TCK’nun 52/2. maddesi uyarınca sanığa hükmolunan gün adli para cezasının 1 gününün karşılığı takdiren 20,00 TL’den paraya çevrilmesi suretiyle sanığın 6.920,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına” şeklinde fıkranın eklenmesi, bu fıkradan sonra gelmek üzere de “Sanığın neticeten 4 yıl 2 ay hapis cezası ve 6.920,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,” şeklinde fıkranın yazılması,
2- TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin fıkranın hükümden çıkartılması, bunun yerine “24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E. – 2015/85 K. sayılı kararı da gözetilerek ve TCK’nun 53. maddesinin 2 ve 3. fıkralarındaki koşullara uygun olarak, sanık hakkında anılan yasa maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinin uygulanmasına,” ibaresinin yazılması, diğer kısımlarının aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II- Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme ilişkin olarak ise;
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,
TCK’nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E. – 2015/85 K. sayılı kararı göz önünden bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerekmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 322. maddesi uyarınca, TCK’nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin fıkranın hükümden çıkartılması, bunun yerine “24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E. – 2015/85 K. sayılı kararı da gözetilerek ve TCK’nun 53. maddesinin 2 ve 3. fıkralarındaki koşullara uygun olarak, sanık hakkında anılan yasa maddesinin 1. fıkrasının (a), (b), (c), (d) ve (e) bentlerinin uygulanmasına,” ibaresinin yazılması, diğer kısımlarının aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.