Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2015/16073 E. 2019/25 K. 07.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/16073
KARAR NO : 2019/25
KARAR TARİHİ : 07.01.2019

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4926 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık hakkında … firmasının Türkiye distribütörü olan … firmasından Türkiye’de kullanılmak ve Türkiye dışındaki ülkelere satmamak kaydıyla … firması tarafından satın alınan … marka … seri nolu … -3 model paletli ekskavatörün finansal kiralama yoluyla Türkiye’de faaliyet gösteren … Hafriyat Ltd. Şti’ne kiralandığı, bahse konu makinenin her nasılsa … firması yetkilisi sanık …’in eline geçtiği, sanığın düzenlemiş olduğu 14.02.2007 tarihli 2962 sayılı ihracat beyannamesi ve eki 14.02.2007 tarih 006175 sayılı sahte fatura ile … isimli Hollanda firmasına Derince Gümrük Müdürlüğü’nden çıkış yapılmak suretiyle ihraç ettiği, sanığın bu şekilde kendisine ait olmayan malı mülkiyeti kendisine geçmeden … firması vasıtasıyla sahte fatura ve beyanname düzenlemek suretiyle kaçakçılık suçunu işlediği iddiası ile kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında;
… firması ile … firması arasındaki satış sözleşmesi de getirtilip, dosyada bulunan … Firması ile … Firması arasındaki finansal kiralama sözleşmesi eklenerek; finansal kiralamaya konu eşyanın ihracı ile ilgili gümrük mevzuatında bir düzenlemenin bulunup bulunmadığı, ihraç yasağına ya da kısıntı ve izne tabi olup olmadığı, gümrük vergileri ile teşvik ve sübvansiyon yönünden bir farklılık bulunup bulunmadığı Gümrük ve Ticaret Bakanlığından sorulduktan sonra eylemin vasfının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, 4926 sayılı Kanunun 3/2, 4/2. maddesi uyarınca “İhraç eşyası için gerçeğe aykırı belge ibrazı suretiyle ihracat vergilerini ödememek veya eksik ödemek veya Devletçe uygulanan teşvik veya sübvansiyonlardan veya parasal iadelerden yararlanmak şeklinde haksız menfaat temin etmek” suçunu oluşturduğu ve suç tarihinden sonra 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu yönünden de karşılığının 5607 sayılı Kanunun 3/12. maddesinde yer alan “ihracı yasak olan eşyayı ihraç etmek” olduğunun kabulüyle yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1-Sanığa gönderilen ön ödeme önerisinin dosya kapsamına göre sanığın bilinen en son adresi olan ve yargılama aşamasında bildirilen adresine 7201 sayılı Yasanın 10. maddesi hükmüne uygun olarak tebliğ edilmesi, bu adrese çıkartılacak tebligatın bilâ tebliğ iade edilmesi halinde ise 6099 sayılı Yasa ile değişik 7201 sayılı Yasanın 21/2. maddesi uyarınca MERNİS adresine tebligat yapılması gerekirken, daha önce usulüne uygun tebligat yapılmamış olan bir adrese Tebligat Kanunu 35. maddeye göre yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla, “ön ödeme ihtarına rağmen sanık tarafından ön ödemenin yapılmadığı” gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK’nun 50. maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı Yasanın sanık lehine olabileceği gözetilerek, olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun ilgili bütün hükümleri uygulanarak, elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.