Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2015/1532 E. 2017/5458 K. 21.06.2017 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/1532
KARAR NO : 2017/5458
KARAR TARİHİ : 21.06.2017

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanık … hakkında beraat, sanık … hakkında hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Katılan … İdaresi vekilinin temyiz itirazları üzerine yapılan incelemede;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresinin davaya katılma ve hükmü temyize yetkisinin bulunmadığı gibi katılmasına karar verilmesi de hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, Gümrük İdaresi vekilinin vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi gereğince REDDİNE,
II- O yer Cumhuriyet Savcısının sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazları üzerine yapılan incelemede;
Ele geçirilen kaçak eşyanın miktarına göre, TCK.nun 3/1 ve 61. maddeleri uyarınca teşdit uygulanmadam hapis cezasının alt sınırdan verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılmamıştır.
1- 01/03/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasanın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK.nun 50/6. madde ve fıkrasında yer alan “yaptırım” ibaresinin “tedbir” olarak değiştirilip, 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinin 4. ve 9. yine 18/06/2014 tarihli 6545 sayılı Yasanın 81. maddesi ile 3. ve 8. fıkralarındaki değişiklikler gözönüne alındığında, ayrıca 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde adli para cezasının ödenmemesi halinde, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine karar verilmesi,
2- 24.11.2015 günlü 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
TCK.nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, mahkum olduğu kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında anılan maddenin l. fıkrasının (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya

kayyımlık yetkileri açısından uygulanmasına yer olmadığına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
3- Suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Gümrük İdaresinin davaya katılan olarak kabul edilip lehine dilekçe yazım ücretine hükmolunması,
Yasaya aykırı, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca,
1- Hükmün B fıkrasının 4. bendindeki “ödenmeyen adli para cezasının 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi gereğince hapse çevrilmesine ve bu durumun sanığa ihtarına” ibaresinin hükümden çıkarılması,
2- Hükümden TCK.nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılması, yerine “24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 E. , 2015/85 K. sayılı kararındaki iptal edilen hususlar gözetilerek, 5237 sayılı TCK.nun 53/1-2-3. madde ve fıkralarının (“e” bendi dışında) tatbikine,” ifadesinin eklenmesi,
3- Hüküm fıkrasından Gümrük İdaresi lehine dilekçe yazım ücreti hükmedilmesine ilişkin kısmın çıkartılması ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- Nakil aracına yönelik incelemede;
Malen sorumlu …’ın 08/04/2011 tarihli talimat duruşmasında alınan beyanında, 01 UP 964 plakalı aracın kendi üzerine kayıtlı olduğunu ancak 2 yıl önce sanık …’e sattığını, parasını aldığını, araçla bir ilgisinin olmadığını, aracın kendisine ait olmadığını belirtmesi karşısında, anılan aracın sanık …’e ait olduğu ve güvenlik tedbiri niteliğindeki müsaderenin kazanılmış hak konusu olamayacağı anlaşılmakla, davaya konu kaçak eşyanın nakil vasıtasının taşıma yüküne göre hacim bakımından ağırlıklı bölümünü oluşturması ve dava konusu eşyanın değeri ve nakil vasıtasının bilinen değeri dikkate alındığında nakil vasıtasının müsaderesinin işlenen suça nazaran daha ağır sonuçlar doğurmayacağı ve bu nedenle TCK.nun 54/3. maddesi uyarınca hakkaniyete de aykırı bir yanın bulunmadığı gözetilerek, nakil aracının müsaderesi yerine yazılı şekilde iadesine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/06/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.