Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2015/12994 E. 2015/23810 K. 29.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/12994
KARAR NO : 2015/23810
KARAR TARİHİ : 29.12.2015

Tebliğname No : 7 – 2013/402168
MAHKEMESİ : Ordu Ağır Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2010/255 (E) ve 2013/264 (K)
SUÇ : 5411 sayılı Yasa’ya Muhalefet

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Dairemizin istikrar kazanan uygulamalarına göre, tediye fişine (ya da mudi adına düzenlenen diğer belgelere) mudi yerine sahte imza atılmak suretiyle gerçekleştirilen işlemler ile ilgili olarak, fişler üzerindeki sahte imzaların ilk bakışta ve basit bir inceleme ile sahteliğinin anlaşılması halinde eylemin basit zimmet, sahteciliğin aldatıcılık özelliğinin bulunması halinde ise eylemin nitelikli zimmet suçunu oluşturacağı gözetilerek;
Mudiler S.. T.., T.. A.., K.. Ş.., N.. G.., T.. Y.., Y.. K.. ve F.. Y..’a ait bankada bulunan imza kartonlarındaki veya diğer işlemlerdeki imzalarla, sanık tarafından mudiler adına sahte atılan dekontlardaki imzaların karşılaştırılıp, aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının mahkemece tespitinden sonra zimmet suçunun basit yada nitelikli olup olmadığının tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule Göre de;
1) Suç tarihi, iddianamede anlatılan eylemlere göre 27.04.2006 – 31.01.2008 arası olduğu halde gerekçeli karar başlığında 29.06.2007 olarak yazılması,
2) Sanık hakkında 5411 sayılı Yasa’nın 160/1. maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile dava açıldığı halde, 5271 sayılı CMK’nun 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı tanınmadan 5411 sayılı Yasa’nın 160/2. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi,
3) 5411 sayılı Yasa’nın 160/2. maddesinde yer alan “hükmolunacak adli para cezası miktarının bankanın uğradığı zararın üç katından az olamayacağına” ilişkin düzenleme uyarınca, üç katı uygulamasında, nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilen eylem nedeniyle oluşan ve tazmin edilmeyen toplam zarar miktarının dikkate alınacağı ve zararın bulunmaması halinde ise sadece gün adli para cezası tayin edilerek anılan maddedeki üç kat uygulamasının yapılamayacağı, sanığın banka zararının tamamını soruşturmadan önce ödediği hususları gözetilerek gün adli para cezası verilmesi ile yetinilmesi gerekirken adli para cezasının banka zararının 3 katı üzerinden belirlenerek sanık hakkında fazla adli para cezasına hükmedilmesi,
4) 24.11.2015 günlü 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nın 53.maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Suç tarihinde T.C. Ziraat Bankası ……. Şubesinde servis yetkilisi olarak görev yapan sanığın, 5237 sayılı TCK.nun 53/1. maddesinde belirtilen hak ve yetkilerden birini kötüye kullanmak suretiyle atılı suçu işlemesi söz konusu olmadığından, sanık hakkında aynı maddenin 5.fıkrasının uygulanması,
5) Hükümden önce 01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasa’nın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK.nun 50/6 madde ve fıkrasında yer alan “yaptırım” ibaresinin “tedbir” olarak değiştirilip, 5275 sayılı Yasa’nın 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde adli para cezasının ödenmemesi halinde, ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesine karar verilmesi,
Yasa’ya aykırı, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 29/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.