Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2015/10323 E. 2018/12954 K. 28.11.2018 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2015/10323
KARAR NO : 2018/12954
KARAR TARİHİ : 28.11.2018

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, tasfiye

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1. Somut olayda teşdiden ceza tayini gerekmekte ise de; 5237 sayılı TCK’nun 61 ve 3/1. maddeleri uyarınca alt ve üst sınırlar arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı ve failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı unsurları dikkate alınıp, orantılık ölçütü de gözetilerek sanık hakkında hakça ceza tayini yerine, yazılı gerekçeyle ve hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayacak biçimde, orantısız olarak alt sınırdan fazlaca uzaklaşılmak suretiyle temel cezanın belirlenmesi,
2. Doğrudan verilen adli para cezasının gün karşılığı miktarının belirlenmesi sırasında 5237 sayılı TCK’nun 52/2 maddesi yerine 50/1. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK’nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
3. Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53/1. maddesinin c bendinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın altsoyu bakımından koşullu salıverilme tarihine kadar, altsoyu dışında kalan kişiler bakımından ise infaz tamamlanıncaya kadar uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4. Dava konusu kaçak eşyaların müsaderesi ile yetinilmesi gerekirken tasfiyesine de karar verilmesi,
5. Mahkemece hükmün esasını oluşturan kısa kararda sanığa yüklenecek yargılama gideri tutarlarının belirtilmeden karar verildiği, ancak 5271 sayılı CMK’nun yargılama giderleri başlıklı 324. maddesinin 2. fıkrasında ”Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” şeklindeki açık hükmü ve 26.05.1935 gün ve 111/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ”yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı parçası olduğundan ilamlarda açıklanmalı, kime yükletileceği belirtilmelidir” ve 02.05.1966 gün ve 4/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca da ”tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderinin miktarı ve kime ne miktarda yükletileceği belirtilerek, sanığın yükümlülüğü öğrenmesinin sağlanması ve bu sayede sanığa yargılama giderlerine karşı temyiz davası açıp açmama hususunda karar verme olanağı tanınması gerektiğinin” belirtilmesi karşısında, mahkemece verilen hükümde yargılama gideri miktarı dökümü yapılmayıp, yargılama giderinin kime ve ne miktarda yükletileceği de belirtilmeden gerekçeli kararla birlikte sanık aleyhine yargılama giderine hükmolunması suretiyle çelişki oluşturulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.