Yargıtay Kararı 7. Ceza Dairesi 2014/5334 E. 2015/23668 K. 21.12.2015 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/5334
KARAR NO : 2015/23668
KARAR TARİHİ : 21.12.2015

Tebliğname No : 7 – 2012/117519
MAHKEMESİ : Karayazı Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 07/06/2011
NUMARASI : 2008/7 (E) ve 2011/138 (K)
SUÇ : 4926 sayılı Yasa’ya Muhalefet

Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Sanık H.. K..’nın temyiz talebinin incelenmesinde;
23.06.2011 tarihinde tebliğ edilen hükmü yasal süresinden sonra 06.07.2011 tarihinde temyiz etmiş bulunan sanığın temyiz talebinin 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanık K.. D..’un temyiz talebinin incelenmesinde;
Dosya kapsamına göre olay günü ihbar üzerine sanık H.. K..’nın sevk ve idaresindeki kamyonla 3490 litre kaçak mazotu naklederken yakalanması şeklinde gerçekleşen olayda, sanık K.. D..’un söz konusu mazotu sanıklardan E.. S..’ye sattığı kabul edilerek 4926 sayılı Yasa’ya muhalefet suçundan mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de, sanığın aşamalarda değişmeyen savunmalarında üzerine atılı suçlamayı ısrarla kabul etmeyerek sanıklardan H.. K.. ile aralarında uzun süredir devam eden husumet nedeniyle kendisi hakkında iftirada bulunduğunu beyan ettiği ve tanık anlatımlarıyla da bu husumetin doğrulandığı, ayrıca sanık H.. K..’nın 27.06.2006 tarihli olay yakalama tutanağında söz konusu mazotu K.. D..’un işlettiği petrol istasyonundan aldıklarına dair anlatımını soruşturma ve kovuşturma sırasında alınan ifadelerinde doğrulamayarak, sanık E.. S..’nin mazotu kimden ve ne şekilde aldığını bilmediğini ifade ettiği anlaşılmakla sanığın suça konu mazotu sattığına ve atılı suçu işlediğine dair aşamalardaki savunmasının aksini gösteren mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı gerekçeyle mahkumiyetine karar verilmesi,
III-Sanık E.. S.. müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
1-4926 sayılı Yasa’nın 34. maddesinin son fıkrasında öngörülen “bu maddenin uygulanmasında para cezasına esas alınacak değer, Gümrük İdaresince belirlenen değerdir”
düzenlemesindeki “Gümrük İdaresince” ibaresinin 30.12.2008 gün ve 27096 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 18.09.2008 gün ve 2006/47 Esas, 2008/144 karar sayılı kararı ile Anayasaya aykırı görülerek iptal edildiği ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 31/01/2012 gün ve 2011/7-465 Esas, 2012/11 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Yasa’nın 5/son maddesinde belirtilen toplu kaçakçılık suçunun iki kişi tarafından işlenebileceğinin belirtilmiş olması karşısında, sanıkların birlikte işledikleri fiilden dolayı eylemlerinin toplu kaçakçılık olarak değerlendirilip buna göre, kurulacak hüküm bakımından maddi gerçeğin belirlenmesinde zorunluluk bulunduğundan; dava konusu eşyanın konusunda uzman bilirkişi tarafından belirlenecek CİF değeri üzerinden Gümrük İdaresine hesaplattırılacak gümrüklenmiş değerin 4,5 katı üzerinden müteselsilen sorumlu olmak üzere usulüne uygun ön ödeme önerisinde bulunulup sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2-Dava konusu eşyanın gümrüklenmiş değeri suç tarihindeki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücüne nazaran pek hafif olduğu halde, mahkemece sanık hakkında 4926 sayılı Yasa’nın 4/3. maddesi uyarınca indirim yapılmaması,
3-4926 sayılı Yasa nedeniyle tayin edilen tazmini nitelikle adli para cezası uygulamasında, 5237 sayılı TCK’nın 62. maddesi gereğince takdiri indirim ve 52/4 maddesi uyarıncada para cezasının taksitlendirilmesinin yapılamayacağının gözetilmemesi,
4-Kaçak mazotun müsaderesine karar verilirken uygulama maddesi olan 4926 sayılı Yasa’nın 4/4. maddesinin gösterilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasa’nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.