YARGITAY KARARI
DAİRE : 7. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2014/24358
KARAR NO : 2015/16794
KARAR TARİHİ : 01.06.2015
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4926 sayılı Yasa’ya aykırılık
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Suça konu çayların 3800 kg’lık kısmına dair faturanın yakalanan çayları temsil etmediği sabit ise de sanığın yakalanan çayların 1250 kg’lık bölümünün Van Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kendisine daha önce başka bir soruşturma nedeniyle teslim edilen çaylar olduğunu ve 3180 kg’lık bölümünün ise … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2005/1871 Esas sayılı dosyası kapsamında teminatla kendisine teslim eden çaylar olduğunu savunması karşısında Van Cumhuriyet Başsavcılığının 2006/1717 soruşturma sayılı dosyası ile … Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/1871 Esas sayılı dosyalarının getirtilip incelenerek ayniyet tespiti yaptırıldıktan sonra yakalanan çayların ne kadarlık bölümünün kaçak olduğu kesin olarak tespit edildikten sonra;
Kaçak olduğu tespit edilen çay miktarı esas alınarak; Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.01.2012 gün ve 2011/7-465 Esas – 2012/11 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Yasanın 5/son maddesinde belirtilen toplu kaçakçılık suçunun iki kişi tarafından işlenebileceğinin belirtilmiş olması karşısında, sanıkların birlikte işledikleri fiilden dolayı eylemlerinin toplu kaçakçılık olarak değerlendirilip, bilirkişinin belirlediği CİF değer esas alınarak gümrük idaresine hesaplattırılan gümrüklenmiş değerinin 4.5 katı üzerinden müteselsilen sorumlu oldukları da bildirilmek suretiyle önödeme önerisinde bulunulması ve sonucuna göre hukuki durumlarının takdiri gerekirken, bireysel kaçakçılık suçundan yapılan önödeme ihtarının usulüne uygun bulunmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre ise;
1-Suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 5/3. maddesinde toplu kaçakçılık suçunun oluşması bakımından fiilin iki kişi tarafından gerçekleştirilmesi yeterli sayılmış olup, isnat edilen toplu kaçakçılık suçunu birlikte işledikleri anlaşılan sanıkların cezasının anılan kanun maddesi uyarınca yarı oranında artırılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda atılı eylemin adli para cezasını gerektirdiği, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK.nun 50.maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibarıyla 5607 sayılı Yasanın sanık lehine olabileceği gözetilerek;
Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun ilgili bütün hükümleri uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,
3- Dava konusu eşyanın gümrüklenmiş değeri suç tarihindeki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücüne nazaran normal olduğu gözetilmeden, sanıklar hakkında 4926 sayılı Kanunun 4/3. maddesinin pek hafif olarak uygulanması suretiyle eksik ceza tayini
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA,1412 sayılı CMUK’nun 326/son maddesi uyarınca sanıkların kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 01/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.